Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2014/10035 E. 2014/14222 K. 12.12.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10035
KARAR NO : 2014/14222
KARAR TARİHİ : 12.12.2014

MAHKEMESİ : Nevşehir 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 07/11/2013
NUMARASI : 2013/103-2013/671

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 05.03.2013 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 07.11.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

_K A R A R_

Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, paydaşı bulunduğu ..ada .. ve ..parsel sayılı taşınmazlarda diğer pay sahibi T..D..’nin payını 20.11.2012 tarihinde davalıya sattığını beyan ederek davalı adına kayıtlı payların iptali ile adına tescilini istemiştir.
Davalı, gerçek satış bedelinin 70.000,00 TL olduğunu, davacının önceki satışlara ses çıkarmadığını, davanın süresinde olmadığını ve taşınmazda fiili taksim olduğunu ileri sürerek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Eylemli paylaşmanın varlığı halinde davanın reddi gerekir.
Somut olayda, davalı tarafından sunulan cevap dilekçesinde önalım hakkına konu olan payın bulunduğu taşınmaz üzerinde uzun yıllara dayalı fiili taksim savunmasında bulunulmuştur. Mahkemece davalının bu savunması üzerinde durularak tarafların buna ilişkin delilleri toplanarak ve mahallinde keşif yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken dava konusu taşınmazda fiili taksimin olup olmadığı hususu açıklığa kavuşturulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,12.12.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.