YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2014/10024
KARAR NO : 2015/1273
KARAR TARİHİ : 06.02.2015
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 03.07.2013 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 09.04.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R
Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının 447 parsel sayılı taşınmazda paydaş olmadığı, dolayısıyla söz konusu bu parsele geçişi engellediği iddia edilen tel bakımından müdahalenin menini talep etmekte hukuki yararı bulunmadığı, 446 parsel sayılı taşınmazda davacı ile birlikte … mirasçılarının paydaş olduğu ve paydaşların kullandıkları kısmın fiilen ayrılmış olduğu, intifadan men koşulu da bulunmadığından müdahalenin meni talep edilemeyeceği, paydaş olmayan davalının da müdahalesi ispatlanamadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
TMK m. 683 deki “Bir şeye malik olan kimse, hukuk düzeninin sınırları içinde, o şey üzerinde dilediği gibi kullanma, yararlanma ve tasarrufta bulunma yetkisine sahiptir. Malik, malını haksız olarak elinde bulunduran kimseye karşı istihkak davası açabileceği gibi, her türlü haksız elatmanın önlenmesini de dava edebilir” hükmü ile mülkiyet hakkının kanunla toplum yararına kısıtlanabileceği temel ilke olarak kabul edilmiştir. Aynı maddenin ikinci fıkrasında, mülkiyet hakkının nasıl korunacağı hükme bağlanmış, 730 ve 737. maddeleriyle de taşınmaz malikinin başkalarına zarar vermesinin önlenmesi hedeflenmiştir.
Yapma, kaçınma, katlanma olarak özetlenebilecek bu sınırlamaların önemli bir bölümü TMK’nun “komşu hakkı” başlığı altında, 737 ile 750. maddelerinde düzenlenmiş, 751 ile 761. maddelerinde de yine malikin yapması ve katlanması gereken hususlar belirtilmiştir.
Davacı, davalılarla paylı malik olduğu taşınmazdan kuzeyindeki eşinin paylı malik olduğu taşınmazdaki ahırına geçişinin davalılar tarafından her iki parselin müşterek sınırına tel çekilmek suretiyle engel olunduğunu ileri sürerek, elatmanın önlenmesini istemiştir. Mahkemece davacının kuzeydeki taşınmazda hissesi olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmüştür. Davaya konu olayda taraflar arasında mülkiyete ilişkin herhangi bir çekişme olmadığı ve davalıların davacının herhangi bir gerekçe göstermeden kuzeydeki taşınmaza geçişini engelledikleri anlaşıldığından mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
06/02/2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.