Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2013/995 E. 2013/3504 K. 08.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/995
KARAR NO : 2013/3504
KARAR TARİHİ : 08.03.2013

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 18.05.2011 gününde verilen dilekçe ile komşuluk hukukuna aykırı davranış nedeni ile doğan zararın tazmini istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.10.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan … tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, 08.03.2013 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.

(Muhalif)

KARŞI OY YAZISI
Davacı; davalılardan …’e ait dairede diğer davalı …’ın kiracı olarak oturduğunu, davalılara ait daireden su sızıntısı sonucu zarar oluştuğunu ileri sürerek 5.150,00 TL zararın tespit tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalılara tebligat yapılmış, davalılar davaya karşı yazılı beyanda bulunmadıkları gibi yargılamaya da katılmamışlardır.
Mahkemece, tespit raporu aynen benimsenerek 5.150,00 TL tazminatın tespit tarihi olan 30.03.2011 tarihinden itibaren davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline dair hüküm kurulmuştur.
Hükmü, davalılardan … temyiz etmiştir.
Dava, komşuluk hukukundan kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
Davacı, dava açmadan önce 2011/65 D. İş dosyası üzerinden davalıların yokluğunda tespit yaptırmış ve bilirkişi tarafından hazırlanan rapor ile tespit tutanağı davalılara tebliğ edilmiş olup mahkemece tespit raporuna karşı davalıların bir itirazı bulunmadığı gerekçesiyle tespit raporu aynen benimsenerek hükme esas alınmıştır.
Cevap süresi içinde cevap lahiyası vermemiş olan davalı, bununla davayı inkar etmiş sayılır. Davanın inkarı demek, davalının, davacının dava dilekçesinde dayandığı (davanın temeli olan) vakıaları inkar etmesi demektir. (HUMK’nun madde 201 ilk cümle) Davacının dava dilekçesinde bildirdiği vakıaları ispat etmesi gerekir; yani ispat yükü davacıya düşer.
Somut olayda davacı evinde ve eşyalarında meydana gelen zararın davalı …’te ait daireden sızan suların neden olduğunu iler sürdüğüne göre; mahallinde keşif yapılarak su sızıntısı nedeninin araştırılması ve su sızıntısının zamanında davalı tarafa bildirilip bildirilmediğinin dolayısıyla olayda tarafların kusur durumunun belirlenmesi, (818. sayılı B.K. Mad. 44) ayrıca su sızıntısı nedeniyle oluşan zararın parasal tutarının hesaplanmasında kullanma ve yıpranma payının da gözetilmesi suretiyle maddi zararın hesaplanması için uzman bilirkişiden rapor alınması ve alınacak rapora göre oluşacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekir.
Mahkemece, davaya cevap vermemekle davayı inkar eden davalı yönünden yokluğunda yapılan tespit sonucu hazırlanan rapor esas alınarak eksik inceleme ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekir.
Açıklanan nedenlerle; sayın çoğunluğun onama görüşüne katılmıyorum.