YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/9385
KARAR NO : 2014/1035
KARAR TARİHİ : 21.01.2014
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 7. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 27/12/2012
NUMARASI : 2009/596-2012/868
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 19.10.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, ikinci kademede tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne dair verilen 27.12.2012 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı N.. A.. vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 21.01.2014 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden gelmedi. Karşı taraf davacılar vekili Av. Ç. B. geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafın sözlü beyanı dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, 3704 parsel (yeni 8693 ada 17 parsel) sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile davacılar ve davalı arasında 1/5 hisse oranında tescili, ikinci kademede arsa üzerindeki binanın bedelinin tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece, tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı N.. A.. vekili temyiz etmiştir.
Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesi hükmü uyarınca, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi haklarıyla bağlı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.
7201 sayılı Tebligat Kanununun 10. maddesinde de tebligatın, tebliğ yapılacak şahsın bilinen en son adresine yapılacağı ancak bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresine tebligat yapılacağı belirtilmiştir.
Yine aynı Kanununun 25/2. maddesinde de yabancı memleketlerde bulunan kimselere yapılacak tebligatın usulü açıklanmıştır.
Tüm bu açıklamalardan sonra somut olaya gelince;
Davalının kararın temyiz aşamasında sunduğu belgelerden yurt içinde mernis adresinin bulunduğu ne var ki davalının yurda geldiği yılın yaz aylarında bu adreste kaldığı, diğer tüm aylarda Fransa’nın bildirilen Paris adresinde yaşadığı anlaşılmaktadır.
Davacılar davalının kardeşleri olup davalının yılın büyük bölümünde yurt dışında yaşadığını ve bilinen tebligat adresinin yurt dışı adresi olduğunu bilmemeleri mümkün olmadığından davalıya yapılan usulsüz tebligatlar ile HMK’nın 27. maddesine aykırı şekilde davalının yokluğunda ve savunma hakkı kısıtlanarak yapılan yargılama sonucu davanın esasının karara bağlanması doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozmanın niteliğine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 21.01.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.