YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/8373
KARAR NO : 2013/9959
KARAR TARİHİ : 27.06.2013
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 19.01.2011 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.12.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları paylı veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan iki taraflı taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davasını paydaşlardan (ortaklardan) biri veya bir kaçı diğer paydaşlara (ortaklara) karşı açar. HMK’nun 27. maddesi hükmü uyarınca, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi haklarıyla bağlı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu itibarla, paydaşlardan veya ortaklardan birisinin ölmesi halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
1- Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere, taşınmazda paydaş ya da ortak olmadıkları halde muhdesat iddiasında bulunan …, , … ve ölü …’in adlarının yazılmasının maddi hatadan kaynaklandığının ve mahallinde düzeltilebileceğinin anlaşılmasına göre 219 ve 307 sayılı parsellere ilişkin temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davaya konu ve satışına karar verilen 183 sayılı parselin paylı maliklerinden …’ın dosya içerisindeki nüfus kaydında “…” olarak, yine 289 sayılı parselin paylı maliklerinden …’ın ise … olarak yazılı olduğu görülmüş ancak mahkemece bu isimlerin aynı kişilere ait olup olmadığı araştırılmamıştır.
Mahkemece bu husus araştırılarak gerekirse ilgilisine düzeltme davası açmak üzere süre verilerek, sonucuna göre taraf teşkili kuşkuya yer verilmeyecek şekilde sağlandıktan sonra bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte yazılı nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2 ve 3 numaralı bentler uyarınca temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 27.06.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.