YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/781
KARAR NO : 2013/4122
KARAR TARİHİ : 19.03.2013
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24.02.2006 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve yayla olarak sınırlandırma istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 14.11.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Dava; çekişmeli taşınmazın evveliyatının yayla olduğu, zilyetlikle kazanılmasının söz konusu edilemeyeceği iddiasıyla tapu iptali ve özel siciline işlenmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kadim köy sınırları içerisinde kaldığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Hukuk düzeninde istikrar sağlama amacı taşıyan kesin hüküm, hükme karşı yasa yollarının tükenmesi (şekli anlamda kesin hüküm) ve taraflar arasındaki hukuki ilişkinin bir daha dava konusu yapılmaması (maddi anlamda kesin hüküm) şeklinde hukuk yargılaması sistemimizde yer almaktadır.
Şekli anlamda kesinleşmeyi zorunlu kılan, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin yeniden dava konusu yapılmaması amacı güden maddi anlamda kesin hüküm HUMK’nun 237. maddesinde düzenlenmiştir.
Anılan maddeye göre kesin hükmün oluşabilmesi için;
1-Dava konusunun, diğer bir anlatımla dava ile elde edilmek istenen sonucun aynı olması,
2-Dava sebebinin, yani davanın dayanağı vakıaların aynı olması,
3-Ve davanın taraflarının aynı olması gerekir. (kesin hüküm külli halefler ile cüz’i halefleri de bağlar.)
Somut olayda; taraflar arasında aynı konuda … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1956/25-78 sayılı dava görülmüştür. Anılan davada, dosyamız davalıları bayii … davacı safında yer alarak hazine, orman işletme müdürlüğü ve … Köyü’ne yönelttiği davasında, çekişme konusu taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tescilini talep etmiştir. Mahkemece, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufunda bulunan taşınmazlardan olmadığı belirlenerek davacı adına tesciline karar verilmiştir.
Görüldüğü üzere tarafları ve hukuki sebebi aynı olan, her iki davada tapu kaydının iptali istenen yer aynı taşınmazdır. Dava konusu yerin özel mülkiyete konu teşkil edecek yerlerden olduğu, başka bir ifadeyle yayla niteliğinde olmadığı saptanmıştır. Bu saptama davacı hazineyi bağlayacağından yayla iddiasıyla sonradan açılan bu davanın kesin hüküm nedeni ile reddi gerekir. Mahkemece, kadim köy sınırları içerisinde kaldığı gerekçesiyle davanın karar verilmesi doğru değil ise de hüküm sonucu esas bakımından usul ve kanuna uygun olduğundan HUMK’nın 438/son maddesi gereğince hükmün gerekçesinin değiştirilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün gerekçesinin yukarıdaki şekilde DEĞİŞTİRİLEREK DÜZELTİLMİŞ bu gerekçe ile ONANMASINA, 19.03.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.