YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7534
KARAR NO : 2013/9758
KARAR TARİHİ : 24.06.2013
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, davalı aleyhine 24.02.2011 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 19.12.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, noter yoluyla bildirim işleminin pay satan ve alanı uzun süre dava tehdidi altında bulundurmaktan kurtarmaya yönelik olduğu, üç aylık hak düşürücü sürenin başlayabilmesi için noter aracılığı ile ihtarın zorunlu olmadığı, satış tarihi itibari ile davanın hak düşürücü sürede açıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili mahkeme gerekçesinde de belirtildiği gibi noter ihtarının zorunlu olmadığı davacının ise satıştan 16.12.2009 tarihinde haberdar olduğu buna göre ise davacının üç aylık hak düşürücü süreyi geçirerek 14 ay sonra davayı açtığı gerekçesi ile temyiz etmiştir.
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
Türk Medeni Kanun’unun 733/4. maddesi gereğince önalım hakkı, satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığı ile bildirilmesi hak düşürücü sürenin başlaması bakımından zorunludur.
Önalım hakkı satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer. Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir.
Somut olayda, dava konusu pay 26.02.2009 tarihinde satılmış, davacı satıştan haberdar edilmemiş ve davasını 24.02.2011 tarihinde yani iki yıllık hak düşürücü süre içinde açmıştır.
Mahkemece, hak düşürücü sürenin başlayabilmesi için satışın noter aracılığı ile diğer paydaşlara bildirilmesinin zorunlu olmadığı belirtilerek açılan davanın kabulüne karar verilmesi doğru değil ise de davanın kabulü sonuç itibariyle doğru olduğundan kararın gerekçesi değiştirilmiş bu hali ile onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün gerekçesi DEĞİŞTİRİLMİŞ bu haliyle ONANMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 24.06.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.