Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2013/7100 E. 2013/8697 K. 10.06.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/7100
KARAR NO : 2013/8697
KARAR TARİHİ : 10.06.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04.01.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 22.01.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, tapu tahsis belgesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davalı, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalı adına 431m2 olarak tek katlı bina vasfı ile tescilli 235 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tamamının davacı adına tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalı idare vekili temyiz etmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.12.1996 tarihli ve 1996/14-763-864 sayılı kararında da belirtildiği gibi, tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi olmayıp yalnızca fiili kullanmayı belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan bir zilyetlik belgesidir. Tapu tahsis belgesinin varlığı tahsis edilen yerin adına tahsis yapılan kişi veya mirasçıları adına tescili için tek başına yeterli değildir. Yasa gereği aranması gereken şartlardan biri de imar parsellerinin oluşturulması sırasında, şuyulandırmaya tabi tutulan parselden 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasanın 18/b-c maddesi uyarınca düzenleme ortaklık payı kesilip kesilmediğinin, kesilmiş ise uygulanan oranın saptanması gerektiğidir. Mahkemece, yasada aranan koşulların oluştuğu kabul edildiği takdirde, 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasanın 10/C-2 maddesi gereğince tahsise konu yerde uygulanan düzenleme ortaklık payının (DOP) davacıyı da bağlayıcı nitelikte olduğu dikkate alınarak tahsis miktarından bu oranda yapılacak indirimden sonra kalan miktarın tesciline karar verilmelidir.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında;
Davacı, (eski 584parsel)235 ada 1 parsel sayılı taşınmaz için tahsis belgesi verildiğini, arsa bedelini ödediğini belirterek, davalı adına olan tapu kaydının iptali ile adına tescilini istemiştir.
Dosya içindeki mevcut tescile esas dağıtım cetvelinin incelenmesinden düzenleme ortaklık payının (…) belirlendiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, yapılan inceleme sonucunda, tescil isteğinin kabulü için yasal koşulların oluştuğu kabul edildiğine göre 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasanın 10/C-2 maddesi gereğince tahsise konu yerde uygulanan düzenleme ortaklık payının davacıyı da bağlayıcı nitelikte olduğu dikkate alınarak bilirkişilerden tahsis miktarından bu oranda yapılacak indirimden bakiye kalan miktarın hesaplanması konusunda rapor alındıktan sonra kalan miktarın tesciline karar verilmesi gerekirken parselin tamamının tapu kaydının iptaline karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de; 2981 sayılı Yasanın 9/10 maddesinde “Arsa tahsis edilecek kişilere 400 m2’den fazla arazi için tahsis işlemi yapılmaz” hükmü gereğince en fazla 400 m2 miktarda taşınmazın tahsisi mümkün olduğu halde yasada belirtilen bu miktar da aşılmak suretiyle 431 m2’lik taşınmazın davacı adına tescili de yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 10.06.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.