Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2013/6301 E. 2013/8502 K. 03.06.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6301
KARAR NO : 2013/8502
KARAR TARİHİ : 03.06.2013

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 28.06.2010 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 06.07.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, dava dışı … oğlu … adına tapuda kayıtlı 101 ada 35 parsele yönelik davanın taraflarla ilgisi bulunmadığından reddine, 101 ada 88 ve 173, 116 ada 139 ve 202, 118 ada 196 ve 391, 108 ada 7 parsel sayılı taşınmazlara yönelik davanın taraflarca bu taşınmazlar keşif heyetine gösterilemediğinden reddine, davacı … yönünden davanın feragat nedeniyle reddine, 107 ada 2 parsel sayılı taşınmazın ortaklığının satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir.
1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre temyiz eden davalılar vekilinin 101 ada 35 parsel sayılı taşınmaza yönelik ve davacı … yönünden davanın feragat nedeniyle reddine yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Dava konusu 101 ada 88 ve 173, 116 ada 139 ve 202, 118 ada 196 ve 391, 107 ada 2, 108 ada 7 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları paylı ve elbirliği mülkiyeti hükümlerine tabi mallarda paydaşlar veya ortaklar arasındaki hukuki ilişkiyi sona erdiren, birlikte mülkiyetten ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davasını paydaşlardan (ortaklardan) biri veya bir kaçı diğer paydaşlara (ortaklara) karşı açar. HMK.’nun 27. maddesi hükmü uyarınca, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi haklarıyla bağlı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler.
Mahkemece paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi halinde satışın nasıl yapılacağının ve satış bedelinin ne şekilde dağıtılacağının karar yerinde gösterilmesi gerekir. Satış bedelinin, satışına karar verilen taşınmaz paylı mülkiyet hükümlerine konu ise paydaşların tapudaki payları oranında, elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tabi olması halinde mirasçılık belgesindeki payları oranında hem paylı, hem de elbirliği mülkiyet halinin bir arada bulunması halinde ise tapudaki ve mirasçılık belgesindeki paylar nazara alınarak dağıtılmasına karar verilmesi gerekir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalar olup, sonuçta kazanan ve kaybeden taraftan söz edilemeyeceğinden yargılama giderleri ve vekalet ücretinin taraflara payları oranında yükletilmesi gerekir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince;
Mahkemece, 107 ada 2 parsel sayılı taşınmazda paydaşlığın (ortaklığın) satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir. Bu durumda satışın nasıl yapılacağının ve satış bedelinin ne şekilde dağıtılacağının, karar yerinde gösterilmesi, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin taraflara payları oranında yükletilmesi, 492 sayılı Harçlar Kanunu ve eki mükerrer 1 sayılı Tarife’nin karar ve ilam harcına ilişkin hükmü uyarınca gayrimenkulün satış bedeli üzerinden karar tarihi itibariyle binde 9,9 oranında karar ve ilam harcı alınması gerekir. Somut olayda, ortaklığın giderilmesine karar verilen taşınmazın satış bedeli üzerinden karar tarihi itibariyle binde 9,9 oranında nispi karar ve ilam harcı alınmasına karar verilmesi gerekirken, hükümde gösterilmemesi doğru görülmemiştir.
Yine, mahkemece 101 ada 88 ve 173, 116 ada 139 ve 202, 118 ada 196 ve 391, 108 ada 7 parsel sayılı taşınmazlara yönelik davanın, yapılan keşifte taraflarca bu taşınmazlar keşif heyetine gösterilmediğinden reddine karar verilmiştir. Keşfin amacı gerçeği bulabilmek için dava konusu taşınmaz üzerinde keşif heyeti ile birlikte inceleme, araştırma ve uygulama yapmaktır. Sağlıklı bir sonuca varabilmek için yeterli bir keşfin yapılması zorunludur. Uygulamada dava konusu taşınmazlar mahallinde taraflarca gösterilmekle birlikte, dava dilekçesinde mevki, ada ve parsel numaraları belirtilen taşınmazların ve sınırlarının keşif heyetinde yer alan fen memuru tarafından tespiti gerekir. Zaten, aksine bir yaklaşım, ilgili tarafın yokluğunda keşif
icrasını imkansız kılacaktır. Bu itibarla, taraflarca keşif heyetine gösterilemeyen parseller yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu durumda mahkemece, mahallinde uzman bilirkişiler marifetiyle keşif yapılarak, yukarıda değinilen ilkeler uyarınca işin esası incelenerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanlış değerlendirmeler ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenle dava konusu 101 ada 35 parsel sayılı taşınmaza ilişkin ve davacı … yönünden davanın feragat nedeniyle reddine yönelik davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile hüküm sonucunun ONANMASINA, (2) numaralı bentte yazılı nedenlerle dava konusu 101 ada 88 ve 173, 116 ada 139 ve 202, 118 ada 196 ve 391, 107 ada 2, 108 ada 7 parsel sayılı taşınmazlara yönelik davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, onanan kısım için taşınmazların satış bedelinden payına düşecek paranın binde 11,38 oranında hesaplanacak onama harcından peşin alınan 24,30 TL’nin mahsubu ile bakiyenin temyiz edenden alınmasına, 03.06.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.