Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2013/6230 E. 2013/12106 K. 24.09.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/6230
KARAR NO : 2013/12106
KARAR TARİHİ : 24.09.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 20.04.2012 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 13.02.2013 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili ile duruşmasız olarak temyizi davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 24.09.2013 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. … ile karşı taraf davalı vekili Av. … geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafların sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Dava, önalım hakkına dayalı olarak dava konusu 817 ada 3 parselde 490/817 payın tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili istemine ilişkindir.
Davalı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili ile davalı vekili vekalet ücreti yönünden temyiz etmiştir.
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü kişiye satılması halinde, diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve payın üçüncü kişiye satılması ile kullanılabilir hale gelir.
Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir. Ancak davacı, tapuda yapılan satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasında bulunabilir ve bu iddiasını her türlü delille kanıtlayabilir.
Muvazaa iddiasının kanıtlanması için keşif tek başına yeterli delil değildir. Sadece davacının diğer delillerini doğrulamak bakımından önem arz eder.
Somut olaya gelince;
Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkilinin 817 ada 3 parselde 163/817 pay sahibi olduğunu, paydaşlardan…’in 163/817 payını 17.02.2012 tarihinde satış bedeli 130.400 TL gösterilerek, bir diğer paydaş… ’nin de 654/1634 payını 05.04.2012 tarihinde satış bedeli 200.000 TL olarak gösterilerek davalıya sattıklarını, satış bedellerinin muvazaalı olarak gerçek satış bedellerinin üzerinde gösterildiğini gerçek satış bedelleri üzerinden önalım hakkının tanınmasını istemiştir. Davalı vekili, davaya konu toplam 490/817 payın gerçek satış bedelinin tapuda gösterilen 330.400 TL olduğunu savunmuştur.
20.06.1951 gün ve 13/5 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince önalım bedelinin yargılamanın sonuna kadar hakimin belirleyeceği süre içinde yine hakimin gösterdiği yere depo edilmesi gerekir. Diğer taraftan, satış bedeli konusunda muvazaa iddiası varsa önce bu hususun açıklığa kavuşturulması, bu konudaki uyuşmazlık giderilmeden depo kararı verilmemesi gerekir.
Ne var ki, muvazaa iddiasının açıklığa kavuşturulması için yapılan keşiften önce ön inceleme duruşma tutanağında tapuda gösterilen satış bedeli ile ödenen tapu harç ve masraflarının tamamı üzerinden toplam 341.628,20 TL önalım bedelini depo etmesi için davacı tarafa kesin süre verilmiştir. Muvazaa hususu çözülmeden bedelin depo edilmesi için verilen kesin süre içinde ara kararı gereğinin yerine getirilmemesi davacının aleyhine değerlendirilemez.
Yapılan bu tespitlerden sonra; dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilerek muvazaa iddiası konusunda olumlu veya olumsuz bir sonuca ulaşıldıktan sonra usulüne uygun şekilde depo kararı verilmesi gerekirken, usul ve hukuka uygun olmayan kesin sürenin gereği yerine getirilmediği gerekçesi ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalının temyiz itirazının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine, 990 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacı …’a verilmesine, 24.09.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.