Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2013/5363 E. 2013/7003 K. 09.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/5363
KARAR NO : 2013/7003
KARAR TARİHİ : 09.05.2013

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 15.12.2010 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı kurulması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15.06.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi dahili davalılardan … tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı 1941 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu taşınmazının genel yola bağlantısının bulunmadığını belirterek davalılara ait 1921 parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit hakkı kurulmasını istemiştir.
Bir kısım dahili davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, 08.06.2012 tarihli bilirkişi raporu ve ekindeki krokide 1 no’lu alternatif olarak gösterilen kısımdan 3 metre eninde geçit hakkı kurulmuştur.
Hükmü dahili davalılardan … temyiz etmiştir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Yararına geçit kurulacak taşınmazın tapuda kayıtlı niteliği ve kullanım amacı nazara alınarak özellikle tarım alanlarında, nihayet bir tarım aracının geçeceği genişlikte (emsaline göre 2,5-3 m.) geçit hakkı tesisine karar vermek gerekir. Bu genişliği aşan bir yol verilmesinin zorunlu olduğu hallerde, gerekçesi kararda dayanakları ile birlikte gösterilmelidir.
Somut uyuşmazlığa gelince; davacı 1941 parsel sayılı taşınmazın maliki olup, davalılara ait 1921 parsel sayılı taşınmaz üzerinde geçit hakkı kurulmasını istemiştir. Mahkemece 1921 parsel sayılı taşınmazın kuzeyinde bulunan derenin bir kısmının doldurulması koşuluyla geçit hakkı kurulmuştur. Dosya içerisindeki tapu kayıtları ve pafta suretine göre üzerinden geçit hakkı kurulan 1921 parsel sayılı taşınmazın yüzölçümünün komşu 1920 sayılı parselden daha küçük olduğu açıktır. Zorunluluk hallerinde yüzölçümü itibariyle birbirine denk olan taşınmazların ortak sınırından geçit hakkının kurulması düşünülebilir ise de geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda uygulanan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereğince öncelikle yüzölçümü büyük olan parsel üzerinden geçit hakkı kurulmalıdır.
Somut uyuşmazlıkta mahkemece yapılması gereken iş; fedarkarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereğince öncelikle yüzölçümü büyük olan 1920 parsel sayılı taşınmaz üzerinden geçit hakkı kurulmasının mümkün olup olmadığını araştırmak, mümkün olmadığı takdirde diğer alternatifler üzerinde durmak olmalıdır.
Mahkemece eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de; geçit hakkı kurulurken derenin bir kısmının doldurulması şeklinde şarta bağlı hüküm tesisi isabetli olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle dahili davalı …’nın temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 09.05.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.