Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2013/4636 E. 2013/6583 K. 02.05.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4636
KARAR NO : 2013/6583
KARAR TARİHİ : 02.05.2013

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 19.07.2011 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11.12.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, taşınmaz malın satış bedelinden düşecek paranın % 011,38 oranında hesaplanacak onama harcından peşin alınan 24,30 TL’nin mahsubu ile bakiyesinin temyiz edene yükletilmesine, 02.05.2013 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Dava, Türk Medeni Kanununun 699. maddesi uyarınca iki adet taşınmazın, mümkünse aynen taksimi, değilse satılarak ortaklığın giderilmesi talebine ilişkindir.
Mahkemece, ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiş, hükmü davalı aynen taksim mümkün olduğu gerekçesi ile temyiz etmiştir.
Dava konusu taşınmazlar … Köyü 286 ve 288 no’lu tarla niteliğinde parseller olup, davacı ve davalı paydaştır. Miktar itibarı ile de 89.565,00 m2 ve 62.133,00 m2’dir.
Keşifte dinlenen teknik bilirkişi dava konusu taşınmazın toplam yüzölçümlerinin 151.698,00 m2 olduğu, zeminde birleşik vaziyette kullanıldıklarını, her iki parselin içinden DSİ sulama kanalının geçtiğini, tarımsal özellikleri ve değerlerinin aynı olduğu, taşınmazların kadastrol yolunun olmadığını, bu nedenle de ifrazının mümkün olmadığını belirtmiştir.
Taşınmazların bulunduğu pafta da incelendiğinde taşınmazların kadastrol yolunun bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Ancak taşınmazların yüzölçümlerinin ve toprak niteliklerin aynı olduğu bilirkişi raporuna göre sabittir. Gayrimenkullerin hala kadastrol yolunun olmadığı da kesindir. Dolayısıyla bilirkişinin yol olmadığından ifrazının yapılamayacağına ilişkin belirtmesinin dayanağı zaten yoktur. Plansız alanlar imar yönetmeliğinde belirtilen yola cephe şartı, mevcut bir yola cephesi olan parsellerin ifrazı ile ilgili olup, halihazırda taşınmazlarının yola cephesi olmadığından ifrazının olamayacağı kabul edilemez. Az yukarıda da belirtildiği gibi taşınmazların halen yola cephesi yoktur ve ihaleden alınan da bu şekli ile kullanılacak, ihtiyac halinde geçit hakkı davacı açacaktır. Dolayısıyla paydaş sayısının azlığı ve arazilerinin yüzölçümü nazara alındığında aynen taksimi veya ivaz ilavesi ile taksimi mümkün olup, bu hususunun ayrıca İl idare kurulundan sorularak saptanması gerekir.
Bütün bunlar araştırılmadan, taşınmazların dayanaksız bilirkişisi raporuna göre aynen taksimi mümkün görülmediğinden ortaklığın, satış kararı verilerek giderilmesine ilişkin yerel mahkeme kararının bozulması düşüncesi ve sayın çoğunluğun onama görüşüne katılmıyorum.