Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2013/4635 E. 2013/6391 K. 30.04.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4635
KARAR NO : 2013/6391
KARAR TARİHİ : 30.04.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 03.05.2011 gününde verilen dilekçe ile önalım nedenine dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 27.12.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, paydaşı olduğu 4 parsel sayılı taşınmazda davalı …’e ait 115/332 payın 24.03.2010 tarihinde davalı …’e satış suretiyle devrinin muvazaalı olduğunu, davalıların gerçekte davacının taşınmazı edinmesini engellemek amacıyla işlem yaptıklarını ileri sürerek satışın iptalini ve taşınmazın adına tescilini istemiştir.
Davalı …, taşınmazı 150.000TL bedel ile davalı …’a sattığını davanın reddi gerektiğini; davalı … ise, davacıya 09.04.2010 tarihinde dava konusu payı satın aldığına ilişkin bildirimde bulunduğunu, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, TMK’nun 733. maddesi uyarınca hak düşürücü süre geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, önalım nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmazdaki payını kısmen veya tamamen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlara, satılan bu payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak, paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve pay satışı yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
TMK’nun 733/3. maddesi uyarınca satışın, alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi yükümlülüğü bulunmaktadır.
Satışın hak sahibine noter aracılığıyla bildirildiği tarih üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle önalım hakkı düşer. Bu süre hak düşürücü süre olduğundan mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir.
Dosya içerisindeki tapu kaydından 4 parsel sayılı taşınmazda 58/83 payın davacı; 25/83 payın da davalı adına 24.03.2010 tarihinde satış nedeniyle kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır. Davalı … vekili tarafından çekişme konusu payın edinildiğine ilişkin davacıya 22.04.2010 tarihinde teslim edilen iadeli taahhütlü posta bildiriminin yapıldığı görülmektedir. Davacıya pay devri yapıldığının noter ihtarıyla bildirilmediği açıktır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.09.2005 günlü ve 2005/6-358-470 sayılı kararında açıklandığı üzere önalım hakkının kullanılması için gerekli süre öğrenme olgusu ile değil bildirim olgusu ile başlamaktadır. TMK’nun 733/3. maddesinin emredici hükmü uyarınca da bildirimin Noter aracılığıyla yapılması gerekir. Hak sahibinin Noter bildirimi dışında bir şekilde satışı öğrendiği ileri sürülerek hak düşürücü sürenin başlatılması olanaklı değildir.
Somut olayda, posta yoluyla önalım hakkı sahibi davacıya yapılan bildirim dikkate alınarak hak düşürücü süre başlatılmıştır. Posta ile yapılan bildirim hak düşürücü sürenin başlamasına yol açacak nitelikte bir bildirim olmayıp öğrenmeyle de süre başlamayacağından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez. Dolayısıyla, istemin hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle reddi doğru değildir.
Mahkemece belirtilen hususlar gözetilerek işin esasına girilip sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana geri verilmesine, 30.04.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.