Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2013/4536 E. 2013/6405 K. 30.04.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/4536
KARAR NO : 2013/6405
KARAR TARİHİ : 30.04.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14.02.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine dair verilen 24.10.2011 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 12.02.2013 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. … ile karşı taraf yargılama sırasında müdahillik talebi reddedilen … vekili Av. …geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafların sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. 12.02.2013 tarihli mahalline iade kararı sonrası bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davalı, davaya cevabında davayı kabul ettiğini beyan etmiştir.
Mahkemece, davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir
6100 sayılı HMK’nın “Feragat ve kabulün sonuçları” başlıklı 311. maddesi uyarınca; “…kabul kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur”. Ancak kanuni zorunluluk aranan durumlarda davanın kabulü hüküm ve sonuç doğurmaz. Yine belirtmek gerekir ki kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir.
Somut olaya gelince; davacı, dava konusu taşınmazı gerçekte kendisinin satın aldığını ve tüm satış bedellerini kendisinin ödediğini ancak taşınmazın askerden yeni gelmiş olan davalı oğlu adına tescil edildiğini belirterek bu davayı açmıştır. Davalının da vermiş olduğu kimliği onaylı 03.05.2011 tarihli dilekçesi ile davayı kabul ettiği görülmektedir.
Hal böyle olunca; davalının davayı kabul beyanı karşısında taşınmaz üzerindeki hacizlerin terkini talebi de olmamasına göre 6100 sayılı HMK’nın 311. maddesi uyarınca davanın kabulü gerekirken, davacının bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığından bahisle davanın reddi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 990 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 30.04.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.