Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2013/380 E. 2013/2262 K. 14.02.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/380
KARAR NO : 2013/2262
KARAR TARİHİ : 14.02.2013

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 27.10.2010 gününde verilen dilekçe ile tapu iptal ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.07.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı İsrafil Tarhan tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

_K A R A R_
Davacı köy tüzel kişiliği, öncesi köye ait köy orta malı niteliğinde çayır olan dava konusu 115 ada 10 parsel sayılı taşınmazın davalıların murisi adına tescil edildiğini ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile köy tüzel kişiliği adına tapuya tescilini istemiştir.
Davalı İsrafil Tarhan, davanın reddini savunmuş, diğer davalılar savunmada bulunmamışlardır.
Mahkemece davanın kabulü ile dava konusu 115 ada 10 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali davacı köy tüzel kişiliği adına “çayır” vasfı ile tapuya tesciline karar verilmiştir.
Hükmü davalı İsrafil Tarhan temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre davalının sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- 4342 sayılı Mera Kanununun 3. maddesinde yapılan tarife göre çayır; taban suyunun yüksek bulunduğu veya sulanabilen yerlerde biçilmeye elverişli yem üretilen ve genellikle kuru ot üretimi için kullanılan yerlerdir. Çayır nitelikli bir yerin aynı zamanda mera özelliği taşıyabileceği kuşkusuzdur. Nitekim; anılan kanunun 3. maddesinin (i) bendinde çayır, mera, yaylak ve kışlak arazisinin sınırlandırmaya tabi olduğu kabul edilmiştir.
Ayrıca bu düzenlemeye paralel olarak 3402 sayılı Kadastro Kanununun 16/B maddesi uyarınca mera, yaylak, kışlak, otlak, harman ve panayır yerleri gibi paralı veya parasız kamunun yararlanmasına tahsis edilen veya kamunun kadimden beri yararlandığı belgelerle veya bilirkişi veya tanık beyanları ile ispat edilen orta malı taşınmaz mallar sınırlandırılarak ve parsel numarası verilerek yüzölçümü hesaplandıktan sonra bu gibi taşınmaz malların özel siciline yazılması gerektiği belirtilmiştir.
Bu durumda mahkemece “çayır” niteliğinde olan dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile “çayır” vasfı ile sınırlandırılması ve özel siciline yazılmasına karar verilmesi gerekirken davacı köy tüzel kişiliği adına tapuya tesciline karar verilmesi doğru görülmemiş ise de bu husus kararın bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK’nın 438/7 maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasının 1. bendinin 3. satırında yer alan ve “taşınmazın” kelimesinden sonra gelen “… Tüzel kişiliği adına çayır vasfı ile tapuya tesciline” kelimelerinin hüküm fıkrasından çıkartılarak yerine “sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına” kelimelerinin yazılmasına hükmün DÜZELTİLMİŞ ve değiştirilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine 14.02.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.