Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2013/3665 E. 2013/5663 K. 11.04.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3665
KARAR NO : 2013/5663
KARAR TARİHİ : 11.04.2013

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 21.12.2012 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın açılmamış sayılmasına dair verilen 18.01.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, bir adet taşınmazın paydaşlığının giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davalıların açık kimlik bilgilerinin ve adreslerinin verilen kesin süre içinde bildirilmediğinden HMK 119/2 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir
Hükmü, davacı vekili temyiz edilmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları paylı veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davasını paydaşlardan (ortaklardan) biri veya bir kaçı diğer paydaşlara (ortaklara) karşı açar. HMK.’nun 27. maddesi hükmü uyarınca, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi haklarıyla bağlı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Hukuki dinlenilme hakkı, Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkının en önemli unsurudur. Bu itibarla, paydaşlardan veya ortaklardan birisinin ölmesi halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
Mal memurlarının kayyım tayin edilmesine dair 3561 sayılı Yasanın 5793 sayılı Yasanın 22. maddesi ile 24.07.2008 tarihinde değiştirilen
2. maddesinde; bir kimsenin uzun süreden beri bulunamaması veya oturduğu yerin bilinememesi veya ortada bulunmayan ve miras açıldığında sağ olup olmadığı ispatlanamayan mirasçının payının resmen yönetilmesi amacıyla kayyım atanmasının gerektiği hallerde, vesayet makamı; bu kimselerin malları üzerinde Hazinenin hak ve menfaati bulunup bulunmadığını, mahallin en büyük mal memurluğundan araştırır, Hazinenin hak ve menfaatinin söz konusu olduğunun anlaşılması halinde, mahallin en büyük mal memurunu yönetim kayyımı tayin eder.
Somut olayda; davaya konu 1363 ada 3 parsele ait tapu kaydında “…, … kızı …, … oğlu …, … oğlu …’in” paydaş olduğu görülmektedir. Davacı, dava dilekçesinde paydaşların açık kimlik bilgilerini ve adreslerini tespit edemediğini, gerekirse paydaşlara kayyım atanarak ortaklığın giderilmesini istemiştir. Mahkemece 3561 sayılı Mal Memurlarının Kayyım Tayin Edilmesine Dair Kanun hükümlerine göre davalılara kayyım tayin edilerek taraf teşkilinin sağlanacağı düşünülmeden yazılı şekilde hüküm tesisi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 11.04.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.