Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2013/3459 E. 2013/6090 K. 18.04.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/3459
KARAR NO : 2013/6090
KARAR TARİHİ : 18.04.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 04.05.2011 gününde verilen dilekçe ile suya elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05.12.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, suya vaki elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
Davacı, … Köyü, 116 numaralı mera parselinde bulunan suya, davalının boru döşemek suretiyle elattığını ileri sürerek elatmanın önlenmesini istemiştir.
Davalılar, davacının dava konusu suyu hiç kullanmadığını, köyde ikamet etmediğini, suyun kendilerine tahsis edildiğini, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Türk Medeni Kanununun 756. maddesine göre, kaynaklar, arazinin bütünleyici parçası olup, bunların mülkiyetinin ancak kaynadıkları arazinin mülkiyeti ile birlikte kazanılabileceği belirtilmiştir.
Gerçek kaynağın suyu bir akiferden gelir. Su çıkışı bir noktadan veya bir alandan olabilir. Bu alana kaynak alanı denir. Kaynak, yeraltı suyunun doğal olarak yeryüzüne çıkması halidir.
Kaynak suyu kendiliğinden kaynadığı arazinin hudutlarını aşacak debide ise ya da malikinin ihtiyaçlarını karşıladıktan sonra fazlası varsa genel su kabul edilir ve komşular yararlanabilir.
Suya müdahale davalarında, davacı, kaynak veya akarsuyun sahibi olduğunu veya kullandığı suyuna elatıldığını (yararlanmasının önlendiğini) iddia eden kişi ya da kişilerdir. Bir başka ifade ile genel suları kullanan ve müdahale edilmesi halinde bundan zarar gören kişiler dava açma hakkına sahiptir.
Somut olayda, davaya konu kaynak, 116 numaralı mera parselinden çıktığından genel sudur. Davacı bu sudan yararlanma hakkının davalılar tarafından, engellendiğini ileri sürerek suya elatmanın önlenmesini istemiştir. Davalılar ise davacının köyde ikamet etmediğini, dava konusu suyu hiç kullanmadığını belirtmişlerdir. Suya elatmanın önlenmesi davasını sudan yararlanan ve yararlanmasına engel olunan kişiler açabileceğinden mahkemece, davacının dava konusu suyu, kullanıp kullanmadığı, mevcut bir zararının olup olmadığı bir başka ifadeyle davacının dava açmakta hukuki yararının bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 18.04.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.