YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2639
KARAR NO : 2013/3941
KARAR TARİHİ : 18.03.2013
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili tarafından, ihtiyati tedbir istenen davalılar aleyhine 02.10.2012 gününde verilen dilekçe ile ihtiyati tedbir istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; ihtiyati tedbir kararı şartlarının oluşmadığı nedeniyle davacı vekilinin talebinin reddine dair verilen 02.10.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, yüklenici temlikine dayalı tapu iptali ve tescil olmaz ise tazminat istemine ilişkin olup, dava konusu 10 no’lu dubleks mesken cinsli taşınmazın devrinin önlenmesi amacıyla ihtiyati tedbir de talep edilmiştir.
Davalı arsa sahibi vekili, maliki bulunduğu taşınmazın dava dilekçesinde belirtilen taşınmaz olmadığını, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, taşınmazın tapu kaydına teminat karşılığı ihtiyati tedbir konulmuş ise de 20.09.2012 tarihli karar ile ihtiyati tedbir kaldırılmış, davacı vekili 02.10.2012 tarihli dilekçe ile yeniden ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir. Mahkemece 07.04.2009 tarihli satış sözleşmesinde davalı olarak gösterilen arsa sahibi …’ın taraf olmadığı gerekçesiyle tedbir isteğinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili ihtiyati tedbir kararının reddine ilişkin 02.10.2012 tarihli ek kararı temyiz etmiştir.
6100 sayılı HMK’nın 389. maddesinde, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme
2013/2639-3941 -2-
sebebiyle bir sakıncanın yahut ciddi bir zararın doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği belirtilmiştir.
Dava, arsa sahibi ile yüklenici arasında düzenlenen inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciye bırakılan bağımsız bölümün Borçlar Kanununun 162. maddesi gereğince temlikine dayalı tapu iptali ve tescil, olmaz ise tazminat isteğine ilişkindir.
Ancak, 25.05.2007 tarihli inşaat sözleşmesine konu 330 ada 2 no’lu parselin kat irtifakı kurulan 166 ada 2 no’lu parsel ile aynı parsel olup olmadığı anlaşılamadığından öncelikle bu husus araştırılarak aynı parsel olduğunun belirlenmesi halinde Borçlar Kanununun 162. maddesine göre sözleşmenin tarafı olmasa da halefiyet kuralı gereğince davalı arsa sahibi adına kayıtlı taşınmaz ile ilgili olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile talebin reddi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle ihtiyati tedbir isteminin reddine dair 2012/75 E. 02.10.2012 tarihli ek kararın BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 18.03.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.