Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2013/2444 E. 2013/5109 K. 02.04.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2444
KARAR NO : 2013/5109
KARAR TARİHİ : 02.04.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.09.2007 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve kal istenmesi; birleştirilen dosya davacılar vekili tarafından davalılar aleyhine 02.07.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne, birleştirilen davanın reddine dair verilen 12.01.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı-birleştirilen dosya davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Asıl dava mülkiyet hakkına dayalı elatmanın önlenmesi ve kal, karşılık dava ise Türk Medeni Kanununun 725. maddesine dayalı tapu iptali tescil isteğine ilişkindir.
Davacı … vekili, davalıların yaptığı eklentilerin müvekkiline ait 299 parsel sayılı taşınmaza tecavüz ettiğini belirterek, elatmanın önlenmesi ve taşkın yapıların kal’ini istemiştir.
Davalı-karşı davacılar vekili, müvekkillerinin babasının ölçüm yapıp yerini belirledikten sonra dava konusu yapıları yaptığını ve tecavüzlü kısımda bulunan bina değerinin arsa değerinden fahiş şekilde fazla olduğunu belirterek, tecavüzlü olduğu iddia edilen 63,62 m2 yerin tapusunun iptali ve müvekkilleri adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, asıl davanın kabulü ile 299 parsel sayılı taşınmaza tecavüzlü kısımların kal’ine; karşı davanın ise reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı-karşı davacılar vekili temyiz etmiştir.
Bir dava açıldıktan sonra da sahip olunan tasarruf yetkisi gereği dava konusu olan hak veya malın üçüncü kişilere devri mümkündür. Bu durumda bir dava şartı olan davayı takip yetkisi ortadan kalkmış olduğundan, davanın açıldığı haliyle devam etmesi düşünülemez.
Mahkemece, dava konusunun üçüncü kişiye temliki re’sen dikkate alınacaktır. Ancak hakim, dava şartının ortadan kalkması nedeniyle davayı reddetmeyip davayı veya savunmayı değiştirme yasağının bir istisnası olan 6100 sayılı HMK’nın 125. maddesi uyarınca seçimlik hakkını kullanmak üzere diğer tarafa süre verecektir.
Anılan maddeye göre,
Davanın açılmasından sonra, davalı taraf, dava konusunu üçüncü bir kişiye devrederse, davacı aşağıdaki yetkilerden birini kullanabilir:
a) İsterse, devreden tarafla olan davasından vazgeçerek, dava konusunu devralmış olan kişiye karşı davaya devam eder. Bu takdirde davacı davayı kazanırsa, dava konusunu devreden ve devralan yargılama giderlerinden müteselsilen sorumlu olur.
b) İsterse, davasını devreden taraf hakkında tazminat davasına dönüştürür.
Davanın açılmasından sonra, dava konusu davacı tarafından devredilecek olursa, devralmış olan kişi, görülmekte olan davada davacı yerine geçer ve dava kaldığı yerden itibaren devam eder.
Somut olayda; dava konusu 299 parsel taşınmazdaki davacı-karşı davalı … taşınmazdaki payını dava açıldıktan sonra, 24.08.2009 tarihinde dava dışı … oğlu …ya satarak devretmiştir.
Bu durumda, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda mahkemece, davacı-karşı davalı …’ten dava konusu taşınmazı devralmış olan kişinin davacı yerine geçeceği ve kaldığı yerden devam edeceği nazara alınarak öncelikle bu kişinin davada yer almasının sağlanması ve karşı davacılara ise 6100 sayılı HMK’nın 125. maddesi gereğince seçimlik haklarının hatırlatılması gerekirken, bu husus gözetilmeksizin davaya devam olunarak hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı-karşı davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya aykırı hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 02.04.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.