YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/2403
KARAR NO : 2013/4372
KARAR TARİHİ : 22.03.2013
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 28.01.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 31.01.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacı, davalı …’un dava konusu 45 ve 46 parsel sayılı taşınmazlardaki hisselerini 21.04.1983 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile dava dışı …’a satış vaadinde bulunduğunu, dava dışı …’un da 28.10.1987 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile kendisine satışı vaat edilen bu taşınmazdaki hisseleri davacıya satış vaadinde bulunduğunu ileri sürerek tapu iptal ve tescil istemiştir.
Davalı vekili,davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu 45 ve 46 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydına toplulaştırma şerhi konulduğu, 3083 Sayılı Yasanın 13. maddesi gereğince toplulaştırma işlemi tamamlanıp tapuya tescil edilene kadar devir ve temlik yapılamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir
Hükmü davacılar vekili temyiz etmiştir.
Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına ağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
Genellikle tapu kütüğüne yazılarak alenileştirilmesinde fayda umulan hukuki ilişki ve fiili durum şeklinde tarif edilen beyanların bazıları, üçüncü kişilerin iyiniyetini bertaraf etmeye yararken, bazıları ilgilisi yararına karine yaratır. Bazıları ise taşınmaza bağlı bir ayni hakkı ya da şahsi hakkı açıklarken bazı beyanlar da kamu hukukundan kaynaklanan kısıtlamaları açıklar. Bir diğer anlatımla, beyanın niteliğine göre beyana bağlanan sonuç değişmektedir (…
Somut olayda, dava konusu 45 ve 46 parsel sayılı taşınmazların tapu kaydı incelendiğinde satış vaadi alacaklısı davacı ile satış vaadi borçlusu davalının taşınmazlarda 1/130’ar pay ile paydaş oldukları ve taşınmazların beyanlar hanesinde 03.10.2010 tarihli “toplulaştırma” şerihinin bulunduğu görülmektedir.
Dosya içerisindeki … 6. Bölge Müdürlüğü Emlak ve Kamulaştırma Şube Müdürlüğünün 12.11.2012 tarihli yazısına göre dava konusu taşınmaların tapu kaydındaki toplulaştırma şerhinin 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu ve Tarım Arazilerinin Korunması, Kullanılması ve Arazi Toplulaştırmasına İlişkin Tüzük gereğince konulduğu anlaşılmaktadır.
5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 17.maddesinde, toplulaştırma sahası ilan edilen yerlerde toplulaştırmaya konu arazilerin mülkiyet ve zilyetliğin devri ile satış vaadi işlemlerinin projeyi uygulayan birimin iznine bağlı olduğu düzenlenmiştir.
Bu durumda mahkemece … 6. Bölge Müdürlüğü Emlak ve Kamulaştırma Şube Müdürlüğünden “Toplulaştırma kapsamına alınan ve tapu kaydında toplulaştırma şerhi bulunan dava konusu 45 ve 46 parsel sayılı taşınmazlarda satış vaadi sözleşmesi ile paydaşlar arasında pay temlikinin toplulaştırma mevzuatı açısından, mümkün olup olmadığı hususu” sorularak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde iadesine, 22.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.