Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2013/1854 E. 2013/3527 K. 11.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1854
KARAR NO : 2013/3527
KARAR TARİHİ : 11.03.2013

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 05.02.2010 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, kal ve eski hale getirme bedelinin tahsili istenmesi üzerine bozma ilamına uyalarak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 29.05.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı … vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, müdahalenin önlenmesi, kal ve eski hale getirme bedelinin tahisili isteğine ilişkindir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucu kısa kararda “davanın kısmen kabulü ile davalı tarafından dava konusu yere yapılan müdahalenin men’ine, ağaçların kal’ine, 8.775,00 TL eski hale getirme bedelinin dava tarihinden yasal faizi ile davalıdan tahsiline” karar verilmiş, gerekçeli kararda ise “davanın kısmen kabulü ile davalı tarafından dava konusu yere yapılan müdahalenin men’ine, ağaçların kal’ine” karar verilmiş eski hale getirme bedeli ile ilgili hüküm kurulmamıştır.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
6100 sayılı HMK’nun “Hüküm, hükmün verilmesi ve tefhimi” başlıklı 294. maddesinde açıklandığı üzere;
“Mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar, hükümdür.
Hüküm, yargılamanın sona erdiği duruşmada verilir ve tefhim olunur.”
Aynı yasanın  “Hükmün kapsamı” başlıklı 297. maddesi gereğince;
“Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.”
Ve, “Hükmün yazılması” başlıklı 298. maddesi gereğince de;
“Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.”
Temyiz edilen gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olduğu görülmüştür.
10.4.1992 tarihli ve 1991/7-1992/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararında kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili bulunmasının bozma nedeni oluşturacağı, bozmadan sonra mahkemenin önceki kısa kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak kaydı ile vicdani kanaatine göre karar verebileceği öngörülmüştür.
Bu itibarla gerekçeli karar ile hüküm sonucunun çelişkili olması nedeniyle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle; temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, 11.03.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.