YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1796
KARAR NO : 2013/5096
KARAR TARİHİ : 02.04.2013
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 21.05.2009 ve 08.09.2008 gününde verilen dilekçeler ile ipoteğin fekki borçlu olmadığının tespiti ile tazminat istenmesi üzerine bozmaya uyularak yapılan muhakeme sonunda; ipoteğin kaldırılması ve borçlu olmadığının tespiti isteminin kabulüne, tazminat isteminin reddine dair verilen 06.03.2012 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı … vekili ile duruşmasız olarak davalı banka vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 04.12.2012 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz edenler gelmedi. Karşı taraftan davacılar vekili Av. … geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar, adlarına bankadan ipotekle teminat altına alınmış kredi alınması işlemlerini yerine getirmek üzere davalı …’a vekalet verildiğini, davalı …’ın vekalet görevini kötüye kullanarak 25.09.2007 günü davalı … ile sözleşme düzenleyerek dava dışı … Ltd. Şti. yararına davacılara ait taşınmazlar üzerinde ipotek tesis ettirdiğini, ipotek borcunun davalı …’a temlik edilip icra takibi yapıldığını, yetkisiz vekil eliyle yapılan sözleşmenin taraflarını bağlamayacağını ileri sürerek, ipoteğin kaldırılması ile borçlu olmadığının tespitini, %40 icra inkar ve taşınmazlardan faydalanamamaları nedeniyle şimdilik 5.000 TL maddi tazminatın alınmasını istemiştir.
Davalılardan …, davayı kabul etmiş; davalı … ipotek alacağını davalı …’a temlik ettiğinden tarafına husumet yöneltilemeyeceğini, iyiniyetli olduğunu; davalı …, vekaletname
yetkileri dışına çıkılmasının ipotek alacağını temlik aldığından tarafını ilgilendirmediğini, iyiniyetli olduğunu belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, ipotek tesisi için verilen vekaletnamede üçüncü kişinin borcu nedeniyle ipotek tesis yetkisi bulunmadığı gerekçesiyle davacıların borçlu olmadığının tespitiyle ipoteğin kaldırılması isteminin kabulüne; tazminat istemlerinin reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı … vekili ile davalı … vekili temyiz etmiştir.
Dava, ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir.
İpotek kişisel bir alacağın teminat altına alınması amacını güden ve bir taşınmaz değerinden alacaklının alacağını elde etmesini sağlayan sınırlı bir ayni haktır. İpotek tesisi için rehin edilecek taşınmaz maliki ile alacaklı arasındaki anlaşmanın (rehin sözleşmesi) bulunması ve rehin sözleşmesinin Türk Medeni Kanununun 856. maddesi gereğince tapu siciline tescil edilmesi gerekir.
Alacak sona erdiği halde alacaklı, terkin taahhüdünü iradesiyle yerine getirmezse, taşınmaz maliki ipoteğin fekkini (kaldırılmasını) dava yolu ile isteyebilir.
Somut olayda, tapu kaydından, davacıların paydaş oldukları 5, 9, 100, 101, 102 ve 103 parsel sayılı taşınmazlar üzerine 25.09.2007 tarihinde Halk Bankası yararına 550.000 TL bedelli ipotek tesis edildiği görülmektedir. İpotek aktinin çerçevesini tayin eden resmi akit tablosu içeriğinden, davacıların 20.09.2007 günlü vekaletname verdikleri davalı …’ın bu vekaletnameye dayanarak davalı … yararına dava dışı … Ltd. Şti. adına açılmış ve açılacak, doğmuş ve doğacak her türlü borçlarının teminatı olarak davacılara ait taşınmazlarda ipotek kurulduğu anlaşılmaktadır. Davacılar 20.09.2007 günü … 10.Noterliği’nde düzenlenen vekaletname ile “…resmi ve özel bankalar, hakiki ve hükmü şahıslar ile üçüncü şahıslar, satıcı lehine dilediği bedel, vade, sıra ve derecede ve dilediği şartlarda her türlü ipotek hakları tesis etmeye…” davalı …’a yetki vermişlerdir. Görülüyor ki, davacılar anılan vekaletname ile davalı …’a bir sınırlama getirmeden üçüncü kişiler yararına da ipotek tesisi için yetkilendirmişlerdir. Bu nedenle, ileride gerçekleşecek veya gerçekleşmesi muhtemel olan bir alacağın teminatı olarak yetkili vekil ile tesis edilen azami meblağ ipoteği geçerlidir.
Mahkemece yukarıda yapılan saptamalar doğrultusunda davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1.) bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı … vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde iadesine 02.04.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.