Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2013/1753 E. 2013/3569 K. 11.03.2013 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/1753
KARAR NO : 2013/3569
KARAR TARİHİ : 11.03.2013

MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 10.03.2011 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26.04.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı … mirasçıları tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava 21737 ada 9 parsel sayılı taşınmazda paydaşlığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece satış suretiyle paydaşlığın giderilmesine karar verilmiş, hüküm davalı … mirasçıları tarafından temyiz edilmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları paylı veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan iki taraflı taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın(ortaklığın) giderilmesi davasını paydaşlardan (ortaklardan) biri veya bir kaçı diğer paydaşlara (ortaklara) karşı açar. Davada bütün paydaşların (ortakların) yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birisinin ölmesi halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
Somut olayda; Dava konusu taşınmazda tapu paydaşı olan … oğlu… adına dava dilekçesi ve duruşma günü tebliğ edilmeden yargılamaya devam edilerek hüküm kurulmuştur. Her ne kadar dava konusu taşınmazla ilgisi kurulamayan ”… oğlu …” adında kişiye dava dilekçesi tebliğe çıkarılmış ve tebligat yapılmış ise de, adı geçen kişilerin aynı kişiler olup olmadığı dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Mahkemece
öncelikle bu husus üzerinde durularak gerekirse tapuda isim tashihi davası açmak üzere ilgilisine süre verilmesi ardından öncelikle taraf teşkilinin sağlanması, ondan sonra işin esası ile ilgili bir karar verilmesi gerekirken bu hususlar üzerinde durulmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm, bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle,temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 11.03.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.