YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16836
KARAR NO : 2014/4641
KARAR TARİHİ : 08.04.2014
MAHKEMESİ : İzmir 9. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 03/10/2013
NUMARASI : 2011/272-2013/464
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.05.2011 gününde verilen dilekçe ile önalım nedeniyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03.10.2013 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 08.04.2014 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Av. T.. İ.. geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Davacı, paydaş olduğu 9 parsel sayılı taşınmazın dava dışı önceki paydaşları N… ve D…’ın paylarını 03.05.2011 tarihinde satış yoluyla davalıya devrettiklerini, önalım hakkını engellemek için 300.000 TL bedel gösterildiğini, keşifte belirlenecek değer üzerinden önalım hakkını kullanmak istediğini ileri sürerek, davalı adına kayıtlı payın adına tescilini istemiştir.
Davalı, dava konusu payı emlakçı aracılığıyla edindiğini, bedelde muvazaa bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile keşifte belirlenen taşınmaz değeri ile tapu harç ve giderlerinin depo edilmesine ve karar kesinleştiğinde davalıya ödenmesine dair hüküm kurulmuştur.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Önalım hakkı, paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmazdaki payını kısmen veya tamamen üçüncü kişiye satması halinde, diğer paydaşlara, satılan bu payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak, paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve pay satışı yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir.
Somut uyuşmazlıkta, çekişme konusu taşınmazın tapu kaydından davacının iştirakin çözülmesi; davalının da satış yoluyla hisse alarak paydaş oldukları anlaşılmaktadır. Mülkiyetin devrini sağlayan resmi senette, taşınmaz pay değerlerinin 300.000 TL olduğu görülmektedir. Davalı bu bedeli ödediğine ilişkin banka dekontları ile yazılı sözleşme sunmuştur. Hükme esas alınan 16.07.2012 günlü bilirkişi kurulu raporunda taşınmazın toplam 478.149 TL değerinde olup, dava konusu payın ise, 141.001,90 TL olduğu belirtilmiştir. Davacı tanıkları, dava dışı üçüncü kişinin pay alımı için davacıyla görüştüğünü ve 175.000-200.000 TL arasındaki bedellerin konuşulduğunu söylemişlerdir. Davacı, dava dilekçesinde bedelde muvazaa iddiasını dayanmış ise de, taşınmazın muvazaa değerine ilişkin bir iddia ileri sürmemiştir. Mülkiyetin naklini sağlayan resmi senette yazılı pay değerinin gerçekte daha düşük olduğu, başka bir anlatımla bedelde muvazaa yapıldığı sadece bilirkişi kurulunun raporuna dayanılarak kabul edilmiştir. Önalım hakkını engellemek amacıyla taşınmaz pay değerinin gerçek değerinin üzerinde gösterildiğini kanıtlamaya tek başına bilirkişi raporu yeterli değildir. Dolayısıyla, davacının bedelde muvazaa iddiası kanıtlamamıştır.
Mahkemece, tapu resmi belgesindeki taşınmaz bedeli, tapu harç ve giderlerini depo etmek için davacıya süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 1.100 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 08.04.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.