Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2013/16785 E. 2014/1094 K. 22.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16785
KARAR NO : 2014/1094
KARAR TARİHİ : 22.01.2014

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki geçit hakkı istemli davadan dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 30/10/2013 gün ve 2013/10544 esas 2013/13531 karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı … vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, duruşma talebinin dava değerinin duruşmalı işler için belirlenen değerin altında olması nedeniyle reddine karar verildikten sonra dosya içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

_K A R A R_
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davalı …, 231 ve 238 sayılı parselleri gübrelik olarak genişletmeyi düşündüğünü, geçit tesis edilecek uygun yerin 229 parsel sayılı taşınmaz olduğunu ve bu parsel üzerinden uygun bedel karşılığında geçit hakkı verilmesini kabul etmiştir.
Davalı …, 231 parsel sayılı taşınmazda ahırları ve gübreliklerinin bulunduğunu belirterek bu parselden geçit hakkı vermeyi kabul etmediğini belirtmiştir.
Mahkemece, 238 parsel sayılı taşınmazda 28.01.2013 tarihli bilirkişi rapor ve krokisinde B harfi ve mavi renkle gösterilen 213.13 m2 alanın davalı adına olan tapunun iptali ile davacı adına tesciline karar verilmiştir.
Hükmü, davalı … temyiz etmiş, Dairemizin 2013/10544 Esas 2013/13531 Karar sayılı 30.10.2013 tarihli ilamı ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.

Davalı … vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Türk Medeni Kanununun 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Bu bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin belirlenmesinden sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanununun 748/3 ve 1012. maddesi ile yeni…… Tüzüğünün “İrtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili” başlıklı 30. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmelidir.
.
Somut olaya gelince, geçit davalarında uygulanan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereğince yüzölçümü daha büyük olan parsel üzerinden geçit tesis edilmesi gerekir. Davacının 232 parsel sayılı taşınmazının kuzeybatısındaki 237 sayılı parsel ile onun da kuzeyinde bulunan 239 sayılı parseller üzerinden geçit kurulup kurulamayacağı değerlendirilmemiştir.
Bu durumda mahkemece, 237 ve 239 sayılı parsellerden manevra kolaylığı sağlamak açısından davalı adına kayıtlı 238 sayılı parselin batı köşesinden de bir miktar yerden geçit tesis edilerek ve devamındaki değirmen akından davacının kendi imkanları ile büz döşeyerek veya köprü yapmak sureti ile kesintisiz olarak ulaşım sağlayabileceği gözetilerek kuzeydoğusundaki yol ve köy boşluğu niteliğindeki yere bağlanmak şeklinde geçit kurulup kurulamayacağı araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Kararın bu gerekçe ile bozulmasına karar verilmesi gerekirken onanmasına karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeplerle davalı … vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile hükmün bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de, geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hakkın taşınmaz leh ve aleyhine kurulması, ayrıca tesis edilen geçitin alanı ve eni belirtilerek bilirkişi raporuna atıf yapılarak kurulacak geçitin kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması da yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile onamaya ilişkin Dairemizin 30.10.2013 tarih 2013/10544 E. – 13531 K. sayılı ilamının KALDIRILMASINA, temyiz olunan mahkeme kararının açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 22.01.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.