Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2013/16516 E. 2014/1983 K. 17.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16516
KARAR NO : 2014/1983
KARAR TARİHİ : 17.02.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 11. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 05/09/2013
NUMARASI : 2012/880-2013/598

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 29.05.2012 ve 09.07.2012 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine davaların birleştirilerek yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 05.09.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

_K A R A R_

Davacı vekili 4 adet bağımsız bölümünün aynen taksim veya satış suretiyle ortaklığının giderilmesini talep etmiştir.
Davalı S.. B.. vekili davaya konu 4 adet taşınmazdaki mevcut ortaklığın ivaz karşılığı aynen taksim edilmesini ve kura çekilmesini, bu mümkün olmadığı takdirde ortaklar arasında satış kararı verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, paydaşlığın giderilmesi istenen taşınmazların her birinin ayrı ayrı ele alınıp ortaklığın her bir taşınmaz açısından aynen taksimi yönüyle giderilmesinin mümkün olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiğinden ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı S.. B.. vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir. Bu nedenle davacının satış suretiyle paylaşma istemesi davalıların aynen paylaşma istemesine engel teşkil etmez.
Türk Medeni Kanunu’nun 642. maddesine göre; “Mirasçılardan her biri, sözleşme veya kanun gereğince ortaklığı sürdürmekle yükümlü olmadıkça, her zaman mirasın paylaşılmasını isteyebilir. Her mirasçı, terekedeki belirli malların aynen, olanak yoksa satış yoluyla paylaştırılmasına
karar verilmesini sulh mahkemesinden isteyebilir. Mirasçılardan birinin istemi üzerine hakim, terekenin tamamını ve terekedeki malların her birini göz önünde tutarak, olanak varsa taşınmazlardan her birinin tamamının bir mirasçıya verilmesi suretiyle paylaştırmayı yapar. Mirasçılara verilen taşınmazların değerleri arasındaki fark para ödenmesi yoluyla giderilerek miras payları arasında denkleştirme sağlanır…”; 650. maddesinde ise;“Mirasçılar, tereke mallarından mirasçı veya ortak kök sayısınca pay oluştururlar.Anlaşma olmazsa, mirasçılardan her biri, payların oluşturulmasını sulh mahkemesinden isteyebilir. Payların oluşturulmasında hakim, yerel adetleri, mirasçıların kişisel durumlarını ve çoğunluğun arzusunu göz önünde bulundurur. Payların özgülenmesi mirasçıların anlaşması uyarınca yapılır. Buna olanak bulunmazsa kur’a çekilir.” hükmü yer almaktadır.
Bu hükümlerden açıkça anlaşılacağı üzere, hakim, miras yoluyla intikal eden terekenin tamamı ve terekedeki malların her birini göz önünde tutarak, olanak varsa taşınmazlardan her birinin tamamını bir mirasçıya vermek suretiyle paylaştırma yapabilir.
Kanun koyucunun bu hükmü getirmekteki amacı öncelikle aynen taksim isteyen mirasçılar arasındaki paylaşma konusundaki ihtilafın en uygun biçimde çözümlenmesi ve taşınmazların değerleri arasında fark bulunması halinde gerektiğinde para ödetmek yoluyla denkleştirmenin sağlanmasıdır. Ayrıca payların özgülenmesinde mirasçıların anlaşması asıl olup, anlaşamazlarsa kura çekilecektir.
Somut olaya gelince; dosya içerisindeki tapu kaydına ve veraset ilamına göre tarafların murisi “M. kızı E. B.”nun mirasçı olarak davacı S.. B.. ve davalı S.. B..’nu bıraktığı anlaşılmaktadır.
Taraflarca aynen paylaştırılması istenen dört adet taşınmaz ve iki mirasçı bulunduğuna göre mahkemece yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler doğrultusunda aynen taksimin mümkün olup olmadığı araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 17.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.