YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16395
KARAR NO : 2014/1900
KARAR TARİHİ : 13.02.2014
MAHKEMESİ : Ankara 21. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 23/05/2013
NUMARASI : 2011/441-2013/233
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.09.2011 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın K.. İ.. yönünden kabulüne davalı D.. Ç.. yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair verilen 23.05.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı K.. İ.. tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı K.. İ.. temyiz etmiştir.
6100 sayılı HMK’nın “Hüküm, hükmün verilmesi ve tefhimi” başlıklı 294. maddesinde açıklandığı üzere; “Mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında verilen nihai karar, hükümdür. Hüküm, yargılamanın sona erdiği duruşmada verilir ve tefhim olunur.” Aynı yasanın “Hükmün kapsamı” başlıklı 297. maddesi gereğince; “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.” “Hükmün yazılması” başlıklı 298. maddesi gereğince de; “Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. ” 10.4.1992 tarihli ve 1991/7-1992/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararında kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili bulunmasının bozma nedeni oluşturacağı, bozmadan sonra mahkemenin önceki kısa kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak kaydı ile vicdani kanaatine göre karar verebileceği öngörülmüştür.
Yukarıda yapılan açıklamaların ışığı altında somut olaya gelince; Mahkemece kurulan kısa kararda davalı D.. Ç.. yönünden “diğer davalı hakkındaki davanın dava masraflarından dahili davalı ile birlikte sorumlu olması kaydıyla husumet nedeniyle reddine” ilişkin hüküm kurulduğu halde gerekçeli kararda “diğer davalı hakkında karar vermeye yer olmadığına” şeklinde karar vermek suretiyle kısa karar ile gerekçeli karar çelişkili olmuştur.
Bu itibarla temyiz edilen gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olduğu görülmüş, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle; temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 13.02.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.