YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16335
KARAR NO : 2014/1086
KARAR TARİHİ : 22.01.2014
MAHKEMESİ : Şebinkarahisar Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 15/10/2010
NUMARASI : 2009/93-2010/268
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11/05/2009 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 15/10/2010 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı A.. K.. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Bir kısım davalılar, taşınmazlarının satılmasını istemediklerini, taksim edilmesini talep etmişlerdir.
Mahkemece, dava konusu 13 adet taşınmazın ortaklığının satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı A.. K.. vekili temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları paylı veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte mülkiyet ilişkisini sona erdirip ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan iki taraflı taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davasını paydaşlardan (ortaklardan) biri veya bir kaçı diğer paydaşlara (ortaklara) karşı açar. Davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. HMK’nun 27. maddesi hükmü uyarınca, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi haklarıyla bağlı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu nedenle paydaşlardan veya ortaklardan birisinin ölmesi halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
Somut olaya gelince, dava konusu 815 ada 2, 809 ada 34, 809 ada 21, 804 ada 7, 804 ada 15, 805 ada 12, 789 ada 4, 786 ada 7, 801 ada 73, 801 ada 25, 801 ada 18, parsel sayılı taşınmazların “Mehmet oğlu Y.. K..” adına kayıtlı olduğu ancak dosyada bulunan veraset ilamına göre bu malikin nüfusta “Mehmet oğlu Yusuf” olarak kayıtlı olduğu görülmüştür. Tapudaki ismin nüfus kaydına uygun olması gerekir. Diğer yandan 801 ada 2 parsel sayılı taşınmazın paydaşlarından “Z.. K..’nın baba adı tapu kaydında Ahmet olduğu halde nüfus kaydında “Ali” olarak kayıtlı olduğu görülmüştür. Ayrıca 801 ada 2 parsel sayılı taşınmazın paydaşlarından T.. K.., E.. K.., M.. K.., E.. K.., E.. B.., T.. K..’nın tapu kaydında baba adları Ahmet olduğu halde nüfus kayıtlarında A. D. olarak kayıtlı oldukları anlaşılmaktadır. Bu kişilerin tapu kayıtlarında malik görünen kişiler ile aynı şahıslar olup olmadığı araştırılmamıştır.
Bu bakımdan tapu kayıtlarındaki malik isminin nüfus kaydına uygun hale getirilmesi, usulüne uygun olarak taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Ayrıca, 809 ada 21 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde 2942 sayılı yasanın 7. maddesi gereğince Teiaş lehine kamulaştırma şerhi bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, kamulaştırma şerhi üzerinde durularak, kamulaştırmanın kesinleşip kesinleşmediğinin tespiti, kesinleştiğinin anlaşılması halinde kamulaştırılan kısmının ifrazının mümkün olması halinde ifrazı ile kalan kısmın satışına karar verilmesi gerekmektedir.
Diğer yandan, davacı vekili tarafından 01.09.2010 tarihli keşif tutanağında 815 ada 2 parsel sayılı taşınmazla ilgili davalarını atiye terk ettikleri belirtilmiş, keşifte hazır olan davalı vekilinin de beyanı alınmış ise de mahkemece bu husus gözetilmeden 815 ada 2 parsel sayılı taşınmazın da ortaklığının satış sureti ile giderilmesine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine 22.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.