YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16297
KARAR NO : 2014/2044
KARAR TARİHİ : 18.02.2014
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/06/2012
NUMARASI : 2007/253-2012/400
Davacı-karşı davalı vekili tarafından, davalı-karşı davacı aleyhine 27.04.2007 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, karşı dava ile de satış vaadi sözleşmesinin iptali istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne dair verilen 28.06.2012 günlü hükmün Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı-karşı davacı Y.. Ü.. vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 08.10.2013 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden gelmedi. Karşı taraftan davacı-karşı davalı vekili Av. Z.. T.. geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Dairemizin 08.10.2013 gün ve 2013/7631 E. 12863 K. sayılı mahalline iade kararı üzerine eksiklik tamamlanarak dosya gönderilmiştir. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Davacı Ramazan, davalı Yavuz ile 03.01.2003 günü Kartal 2. Noterliği’nde düzenledikleri satış vaadi sözleşmesi uyarınca davalının murisi babasından kalan tüm miras hisselerini davacıya satmayı vaat ettiğini, iştirakin çözüldüğü ancak taşınmazların tapu kayıtlarının devredilmediğini ileri sürerek, dava konusu taşınmazların adına tescilini istemiştir.
Karşı dava ile de davacı Yavuz, davalı Ramazan ile düzenledikleri satış vaadi sözleşmesinin muvazaalı olduğunu ileri sürerek, sözleşmenin iptalini istemiştir.
Mahkemece, tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı-karşı davacı Yavuz vekili temyiz etmiştir.
Esas dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, karşı dava ise, muvazaa iddiasına dayalı sözleşmenin iptali istemlerine ilişkindir.
Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile TMK’nın 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir. Taşınmazın yargılama sırasında dava dışı üçüncü kişiye devredilmesi halinde satış vaadi alacaklısına HMK’nın 125. maddesi uyarınca sahip olduğu seçimlik hakkı hatırtılarak yargılama yapılmalıdır.
Somut uyuşmazlıkta, davacı 03.01.2003 günlü satış vaadi sözleşmesine dayanarak tapu iptali ve tescil; karşı davacı da davacının dayandığı sözleşmenin muvazaalı düzenlendiğini ileri sürerek sözleşmenin iptalini istemiştir. Mahkemece, tapu iptali ve tescil isteminin kabulüne karar verilmiş, karşı dava ile ilgili olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir. HMK’nın 26. maddesi gereğince hakim tarafların talepleriyle bağlı olup bu talepler hakkında HMK’nın 297/c maddesi uyarınca ayrı ayrı karar verilmesi gerekir.
Mahkemece, karşı dava hakkında bir karar verilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı-karşı davacı Yavuz vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 18.02.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.