YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/16199
KARAR NO : 2014/1945
KARAR TARİHİ : 13.02.2014
MAHKEMESİ : Ulukışla Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 08/10/2013
NUMARASI : 2010/59-2013/4
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 04.05.2010 gününde verilen dilekçe ile suya vaki elatmanın önlenmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.01.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, suya vaki elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
Davacı U.. B.., dava konusu E. Ç.dan kadimden beri davalı G. Köyü ile birlikte yararlandıklarını, aralarında 25.02.1998 tarihli protokol bulunduğunu, davalı köyün protokole aykırı davranarak dava konusu E.Ç.nı kullanmalarına engel olduğunu belirterek davalının suya elatmasının önlenmesini istemiştir.
Davalı G. Köyü muhtarlığı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü karar verilmiş, hüküm davacı ve davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 31.05.2013 günlü 2013/5938 Esas, 2013/8448 Karar sayılı ilamı ile özetle “..mahkemece dava konusu E. Ç.dan 1 ila 24 Nisan arasında davalı G. Köyünün, 24 Nisan ila 16 Mayıs arasında ise davacı Ulukışla Belediyesinin kullanımına ilişkin su rejimi kurulmuştur. Ancak 1 Nisandan önceki dönem ve 16 Mayıstan sonraki dönemde dava konusu E. Ç.nın taraflar arasında ne şekilde kullanılacağına ilişkin bir su rejimi belirlenmeyerek, infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir..” denilerek bozulmuştur.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile G. K.E. Ç.na davalının müdahalesinin önlenmesine, her yılın 1 Ocak- 31 Mart arası ve 17 Mayıs – 31 Aralık arası 3.5 gün G.Köyü, 1 günü davacı Ulukışla tarafından kullanılmasına, 1 Nisan-16 Mayıs arasına ilişkin daha önceki 28.01.2013 tarih 2010/59 Esas 2013/4 Karar sayılı ilamının 2. bendi ile kurulan su rejiminin bozma ilamı kapsamı dışında kalarak kesinleştiğinden bu tarihler arasında yeniden su rejiminin tesis edilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Hükmü, davalı G. Köyü vekili temyiz etmiştir.
Hükmün hangi hususları kapsayacağı 6100 sayılı HMK’nın 297. maddesinde belirtilmiştir. Ayrıca hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, yeni tereddüt ve ihtilaflar yaratır, hükmün hedefine ulaşmasını engeller, kamu düzeni ve barışı oluşturulamaz. Bozma kararı ile ilk hüküm hayatiyetini ve ifa kabiliyetini yitirir.
Bozma kararından sonra bozmaya uyularak verilen hüküm yeni bir hükümdür. Bozmaya uyularak tesis edilen hükmün, tüm istekleri karşılar şekilde yeniden yazılması gerekir. Mahkemece bu husus gözetilmeden, hükmün diğer yönlerinin kesinleşmiş olduğundan bahisle “1 Nisan-16 Mayıs tarihleri arasında yeniden su rejiminin tesisi edilmesine yer olmadığına” şeklinde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 13.02.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.