Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2013/15965 E. 2014/188 K. 06.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/15965
KARAR NO : 2014/188
KARAR TARİHİ : 06.01.2014

MAHKEMESİ : Çorum 1. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/02/2013
NUMARASI : 2003/498-2013/319

Davacı tarafından, davalı aleyhine 01.07.2003 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26.02.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, dava konusu 395, 678, 679 ve 680 parsel sayılı taşınmazların ortaklığının giderilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, ortaklığın aynen taksim edilmek suretiyle giderilmesini istemiştir.
Mahkemece, davacı vekilinin beyanı ve tapu kayıtlarına göre dava konusu 678 ve 679 parsel sayılı taşınmazların ifrazla 1045 ve 1046 parsellere dönüştüğü ve 1045 parselin tam payla davalı adına, 1046 parselin tam payla davacı adına tescil edilmesi sebebi ile bu parseller yönünden davanın reddine; 395 ve 680 parsel sayılı taşınmazlar yönünden 06.02.2006 havale tarihli bilirkişi raporuna göre ortaklığın aynen taksim suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili 395 parselin 09.02.2011 tarihinde ifraz edilerek 1041, 1042 ve 1043 parsellere dönüştüğü ve 1041 parselin tam payla dava dışı Vehbi Ağar, 1042 parselin tam payla davacı ve 1043 parselin tam payla davalı adına tescil edildiği, bu sebeple bu parsel yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle temyiz etmiştir.
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir. Bu nedenle davacının satış suretiyle paylaşma istemesi davalıların aynen paylaşma istemesine engel teşkil etmez.
Paydaşlığın giderilmesi davalarında mahkemece malın aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilebilmesi için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ve tarım arazilerinin niteliği ile imar mevzuatına göre aynen bölüşmenin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Taşınmazın önemli ölçüde bir değer kaybına uğraması söz konusu ise aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilemez. Keza paydaşlar rıza göstermedikleri takdirde taşınmazın bir bölümü paylı bırakılamaz.
Aynen bölünerek paylaştırmanın (taksimin) mümkün olması durumunda bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para (ivaz) eklenerek denkleştirme sağlanır. Davada paydaşlar arasında anlaşma olmadıkça hakim kendiliğinden bazı taşınmazların bir kısım paydaşlara, kalanın diğer paydaşlara verilmesi şeklinde aynen bölünerek paylaştırmaya karar veremez.
Aynen bölünerek paylaştırma (taksim) halinde teknik bilirkişiye ifraz (taksim) projesi düzenlettirilerek bu projeye göre taşınmaz Belediye veya mücavir alan hudutları içerisinde ise Belediye Encümeninden karar alınmak suretiyle belediyeden, Belediye dışında ise İl İdare Kurulundan İmar Yasası ve Yönetmeliğine göre bölüşmenin (taksimin) mümkün olup olmadığı sorulur. İfraz projesinde kimlere nerelerin verileceği konusunda paydaşlar anlaşamazlar ise hakim huzurunda kura çekilerek belirlenir.
Somut olayda, dosyada bulunan 28.11.2013 tarihli tapu kayıtlarından dava konusu 395 parsel sayılı taşınmazın 09.02.2011 tarihinde ifraz edilerek 1041, 1042 ve 1043 parsellere dönüştüğü ve 1041 parselin dava dışı V. A., 1042 parselin davacı ve 1043 parselin ise müstakilen davalı adlarına tescil edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda 395 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın reddi gerekirken kabulü doğru görülmemiştir.
680 parsel sayılı taşınmaz yönünden aynen taksime esas alınan 06.02.2006 tarihli bilirkişi raporu ve eki ifraz krokisi belediye veya mücavir alan sınırları içerisinde ise Belediye Encümeninden karar alınmak suretiyle belediyeden, belediye sınırları dışında ise İl İdare Kurulundan İmar Kanunu ve Yönetmeliğine göre bölüşmenin (taksimin) mümkün olup olmadığı sorulmadan aynen taksime karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine 06.01.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.