YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/15854
KARAR NO : 2014/3550
KARAR TARİHİ : 17.03.2014
MAHKEMESİ : Karakoçan Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 09/01/2013
NUMARASI : 2011/211-2013/13
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 19.10.2011 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 09.01.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma talebinin değerden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı köy tüzel kişiliği, köyün kadim sınırının davalı belediye taşınmazlarında yapılan kadastro tespit çalışmaları sırasında dikkate alınmadığını, kadastro tespit sahası ve çizilen sınırın davacı köy idari sınırlarına ve bu sınırlar içerisinde kalan köy merasına davalı belediye başkanlığı tarafından müdahale edildiğini, idari sınırlarının tespitini istemiş, 08.01.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile de davalı belediyenin davacının kadim merasını festival alanı olarak kullanmak suretiyle tecavüzde bulunduğunu ve davalının davacının sınırlarında hak iddiasında bulunarak çıkardığı muarazanın men’ini ve meraya müdahalenin men’ini istemiştir.
Davalı belediye başkanlığı, kadastro çalışma alanı sınırının 2001 senesinde kesinleştiğini, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava “sınır iptali” olarak nitelendirilerek 3402 sayılı Kadastro Kanununun 4. maddesinin 11. fıkrası gereğince hak düşürücü sürenin geçirildiği ve davacının ıslahının davayı değiştirme manasına geleceği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Mera, bir veya birden fazla köy veya kasaba halkına bağımsız veya birlikte tahsis edilmiş ya da kadimden beri hayvan otlatmak amacıyla
kullanılan, hak sahiplerinin üzerinde intifa hakkı olan arazi parçasıdır. Devletin hüküm ve tasarrufu altında olan mera, yaylak ve kışlaklar özel mülkiyete geçirilemez, amacı dışında kullanılamaz, zamanaşımı uygulanamaz, sınırları daraltılamaz (4342 sayılı Mera Kanunu m.3,4).
31.05.1965 tarihli ve 4/2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı ile “…tek başına bir köye ait bulunan mera, yaylak ve kışlakların tümünün veya bir parçasının bir başka köy sınırı içine alınmış olması halinde, sınır değişikliğinin ikinci köye bir yararlanma hakkı sağlamayacağı ve ilk köyün eskiden olduğu gibi bu yerlerden tek başına yararlanacağı” öngörülmüş olup, bu karar 4342 sayılı Mera Kanununun 29. maddesi ile de yasa hükmü haline gelmiştir. Böylece, bir köy ya da belediye sınırları içinde kalan mera, yaylak ve kışlaklar üzerinde bir başka köy veya belediyenin de intifa hakkı olabileceği kabul edilmiş, idari sınırların aidiyetin belirlenmesinde önemi olmadığı vurgulanmıştır. İdari sınırlar sadece yetkili mahkemenin saptanmasında önem arz eder.
Somut olayda, davacı köy idari sınırların mahkeme eliyle saptanması için değil, idari sınırlar içerisinde kalan ve mera niteliğindeki bir kısım taşınmazlara davalı belediyenin elattığı iddiasıyla dava açmıştır. Davacı köy ayrıca, 08.01.2013 tarihli ıslah dilekçesi ile de davasını meraya elatmanın önlenmesi olarak açıklamıştır. Mahkemece bu nedenle davanın esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken kadastro çalışma alanı sınırının iptali yönünden hak düşürücü sürenin geçirildiği ve davacının ıslahının davayı değiştirme manasına geldiğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 17.03.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.