YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/15639
KARAR NO : 2014/1228
KARAR TARİHİ : 03.02.2014
MAHKEMESİ : Lüleburgaz 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 06/06/2013
NUMARASI : 2011/492-2013/348
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.10.2011 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 06.06.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davalı, taşınmazın fiilen taksim edilmiş olduğundan davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, fiili taksim nedeniyle önalım hakkı kullanılamayacağından davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Önalım davasına konu payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlarca özel olarak kendi aralarında taksim edilip her bir paydaş belirli bir kısmı kullanırken bunlardan biri kendisinin kullandığı yeri ve bu yere tekabül eden payı bir üçüncü şahsa satarsa, satıcı zamanında bu yerde hak iddia etmeyen davacının tapuda yapılan satış nedeniyle önalım hakkını kullanması TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüst davranma kuralı ile bağdaşmaz. Kötüniyet iddiası 14.02.1951 tarihli ve 17/1 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca davanın her aşamasında ileri sürülebileceği gibi mahkemece de kendiliğinden nazara alınması gerekir. Bu gibi halde savunmanın genişletilmesi söz konusu değildir. Fiili taksimin varlığının ispatlanması halinde davanın reddi gerekir.
Somut olayda; davaya konu .. parsel sayılı taşınmazda davacının 1/2 payı olup davalı da dava dışı B.E.’nin 1/2 payını satın almıştır. Davalı
tarafından taşınmazda fiili taksim olduğu iddia edilmiş ise de dinlenen davalı tanıkları fiil taksim iddiasını doğrulamadığı gibi, davalının bayiinin zeminde fiilen kullandığı kısmı tarif eder şekilde yer gösterme yapılamamış, 22.05.2013 tarihinde yapılan keşfe ve alınan ziraat bilirkişi raporuna göre davaya konu .. parsel sayılı taşınmazın tamamının bir bütün olarak kullanıldığı anlaşılmıştır. Ayrıca davaya konu taşınmazın evvelki malikleri olan G.. E.. ve S.. E.. arasında noterde imzalanan kira sözleşmelerinde de Gürkan taşınmazdaki 1/2 payını Selim’e kiraya vermiş, Gürkan’ın payının taşınmazda belli bir kısmı işaret ettiğine dair bir açıklama yapılmamış olmakla davalının bayiinin zeminde fiilen bölünmüş olarak kullandığı kısım olmadığından fiili taksimden söz edilemez. Mahkemece, fiili taksim iddiası ispatlanamadığından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 03.02.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.