Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2013/15604 E. 2014/1227 K. 03.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/15604
KARAR NO : 2014/1227
KARAR TARİHİ : 03.02.2014

MAHKEMESİ : İstanbul 7. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 11/06/2013
NUMARASI : 2012/391-2013/233

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 23.07.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 11.06.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü davalı vekili, davalıya dava dilekçesi tebliğ edilmediğinden bahisle temyiz etmiştir.
Buna göre dava dilekçesi ve duruşma gününe ilişkin tebligat, davalının Tapu Müdürlüğündeki mevcut adresine 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 35/2. maddesindeki usul çerçevesinde tebligat evrakının bir sureti eski adresindeki kapısına asılmak suretiyle gerçekleştirilmiş ise de, adı geçenin adres kayıt sisteminde adresinin olup olmadığı araştırılmamıştır.
Tebligat Kanunu’nda 6099 Sayılı Yasa ile 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren değişiklik uyarınca, Tebligat Kanununun 10. maddesinde; “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki; kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması caizdir. (Ek fıkra:11.01.2011 – 6099 S.K./3.mad.) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.”
Tebligat Kanununun 21/2. maddesi gereğince; (Ek fıkra:11.01.2011 – 6099 S.K./5.mad) “Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi
olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.”
Tebligat Kanununun 35/1. maddesi gereğince; “Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır.”
Tebligat Kanununun 35/2. maddesi gereğince; “Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.”
Tebligat Kanununun 35/4. maddesi gereğince ise; “Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmi kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır.”
Açıklanan yasa hükümlerine göre, adres kayıt sisteminde adresleri tespit edilebilen taraflara ve tüzel kişi olmayanlara daha önce usulüne uygun tebligat yapılmadığı halde resmi kayıtlardaki adreslerine Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebligat yapılması yerinde değildir. Bu nedenle davalıya usulüne uygun olarak dava dilekçesi tebliğ edilmeden işin esasının incelenmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle bir kısım davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 03.02.2014 tarihinde oybirliği ile karar verilid.