Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2013/15565 E. 2014/2739 K. 03.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/15565
KARAR NO : 2014/2739
KARAR TARİHİ : 03.03.2014

MAHKEMESİ : Giresun 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/09/2012
NUMARASI : 2008/294-2012/352

Davacı tarafından, davalılar aleyhine 15.08.2006 ve 18.02.2009 günlerinde verilen dilekçeler ile geçit hakkı istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 28.09.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı H.. E.. ve F.. Y.. vekili tarafından istenmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne, duruşma talebinin değerden reddine karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, TMK’nın 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davacı, yola cephesi bulunmayan .. parsel sayılı taşınmaz lehine geçit hakkı kurulmasını istemiştir.
Davalı H.. E.. ve F.. Y.., davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen 31.10.2007 tarihli karar davalı H.. E.. ve F.. Y.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 13.05.2008 tarihli ilamı ile taraf teşkili sağlanamadığı gerekçesiyle bozulmuştur.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak davanın kabulüne, 189 parsel sayılı taşınmaz yararına .. ve .. parsel sayılı taşınmazlar üzerinden geçit hakkı kurulmasına karar verilmiştir.
Hükmü, davalı H.. E.. ve F.. Y.. vekili temyiz etmiştir.
Ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi geçit davalarının nedenidir. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nın 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
TMK’nın 747/2. maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergâh saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazların kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi olanaklı değil ise bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Saptanan geçit nedeniyle yükümlü taşınmaz malikine ödenmesi gereken bedel taşınmazın niteliği gözetilerek uzman bilirkişiler aracılığı ile objektif
kıstaslar esas alınarak belirlenmelidir. Saptanacak bedel de hükümden önce depo ettirilmelidir. Hemen belirtmek gerekir ki, bedelin saptanmasından sonra hüküm tarihine kadar taşınmazın değerinde önemli derecede değişim yaratabilecek uzunca bir süre geçmiş veya bedel tespitinden sonra yörede taşınmazın değerini artıracak değişiklikler meydana gelmiş olabilir. Bu gibi durumlarda mülkiyet hakkı kısıtlanan taşınmaz malikinin mağduriyetine neden olmamak ve diğer tarafın hakkın kötüye kullanılması sonucunu doğuracak olası davranışlarını önlemek için hüküm tarihine yakın yeni bir değer tespiti yapılmalıdır.
Kurulan geçit hakkının TMK’nın 748/3 maddesi uyarınca tapu siciline kaydı da gereklidir.
Somut olaya gelince; davacıya ait .. parsel sayılı taşınmazın yola cephesi bulunmadığından mutlak geçit ihtiyacı vardır. Dosya içerisindeki tapu kayıtları, bilirkişi rapor ve krokisine göre davacının taşınmazının batısındaki .., .. ve .. parsel sayılı taşınmazların yüzölçümlerinin aleyhine geçit hakkı kurulan .. ve .. parsel sayılı taşınmazların yüzölçümlerinden daha büyük olduğu anlaşılmaktadır. Geçit hakkı kurulması davalarında uygulanan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesine göre yüzölçümü daha büyük olan taşınmazlardan geçit hakkı kurulması gerekmektedir. Ayrıca kurulan geçit nedeniyle .. parsel sayılı taşınmazın ikiye bölünmek suretiyle ekonomik kullanım bütünlüğü bozulduğu görülmektedir.
Bu durumda mahkemece .. parsel sayılı taşınmazın malikleri davaya dahil edilmek suretiyle üzerinde köprü bulunan davacının taşınmazının güney batı yönündeki .. ve .. parsel sayılı taşınmazlarından geçen (B) harfli seçenek üzerinden geçit hakkı kurulup kurulamayacağı üzerinde durularak sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı H.. E.. ve F.. Y.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 03.03.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.