Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2013/15525 E. 2014/2801 K. 04.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/15525
KARAR NO : 2014/2801
KARAR TARİHİ : 04.03.2014

MAHKEMESİ : Pozantı Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 06/02/2013
NUMARASI : 2012/165-2013/20

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.06.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 06.02.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı O.. S.. tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

_K A R A R_

Davacı, davalılar ile Adana … Noterliği’nde düzenledikleri 08.10.2010 günlü ve 21916 ile 21917 yevmiyeli satış vaadi sözleşmeleri uyarınca davalıların murislerinden intikal eden .. ada .. parsel sayılı taşınmazdaki hak ve paylarının satışını vaat ettiklerini, edimini yerine getirdiğini davalıların tapu kaydının devretmediğini ileri sürerek, taşınmazın adına tescilini istemiştir.
Davalılardan Esme ve Yıldız davayı kabul etmişler; diğer davalılar ise savunma yapmamışlardır.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı O.. S.. temyiz etmiştir.
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
Satış vaadi sözleşmesinde mülkiyeti nakil borcu yükümlüsünün ölümü halinde dava mirasçılarına karşı yöneltilerek tescil istenebilir. Mirasçılardan birinin mirası reddetmesi halinde TMK’nın 611, tüm mirasçıların mirası reddi halinde TMK’nın 612. maddelerinde gösterilen yol izlenerek taraf teşkili sağlanır.
Somut uyuşmazlıkta, dava konusu 32 parsel sayılı taşınmaz davalıların murisi D.. S.. adına kayıtlıdır. Davacı, D.. S.. mirasçılarının tümüyle 08.10.2010 günü düzenledikleri 21916 ve 21917 yevmiyeli satış vaadi sözleşmelerine dayanarak tapu iptali ve tescil talebinde bulunmuştur. Adana 11. Noterliği’nin 21916 yevmiyeli satış vaadi sözleşmesinde satmayı vaat eden Ziya Sürenler mirasçılarından davalı O.. S..’in Ziya’nın mirasını Sarıkamış Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2012/71-94 sayılı kararıyla reddettiği anlaşılmaktadır. Bu nedenle, mülkiyet nakil borcu yükümlüsü Ziya Sürenler’in mirası reddeden mirasçısı Osman yönünden TMK’nın 611. maddesinde gösterilen yöntem izlenerek taraf teşkilinin sağlanması gerekir.
Bundan ayrı, 21917 yevmiyeli satış vaadi sözleşmesinin mülkiyeti nakil borcu yükümlüsü Kadir Sürenler davada yer almamıştır. Bu nedenle, Kadir Sürenler davaya dahil edilerek usulünce taraf oluşumu sağlanmalıdır.
Mahkemece, taraf teşkili sağlanmadan işin esası hakkında bir karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı O.. S..’in temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre şimdilik sair hususların incelenmesine yer olmadığına, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 04.03.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.