Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2013/15501 E. 2014/2767 K. 03.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/15501
KARAR NO : 2014/2767
KARAR TARİHİ : 03.03.2014

MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 12. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 03/05/2011
NUMARASI : 2003/442-2011/233

Davacı tarafından, davalılar aleyhine 04.05.2003 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; mahkemenin görevsizliğine dair verilen 03.05.2011 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kâğıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, davacı ile davalılar arasında Üsküdar 2. Noterliğinin 01.06.1999 tarihli ve 27236 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesi akdedildiğini, bu sözleşmeye göre davalıların .. ada .. parsel sayılı taşınmazda iştiraken malik oldukları hisselerini müşterek mülkiyete dönüştürdükten 30 gün sonra tapuda ferağ verileceğinin kararlaştırıldığını, satış bedelinin davalılara ödendiğini, ancak iştirak halindeki mülkiyetin müşterek mülkiyete dönüştürülmediğini ve tapuda ferağ verilmediğini belirterek, öncelikle dava konusu taşınmazdaki iştirak halindeki mülkiyetin müşterek mülkiyete dönüştürülmesini daha sonra tapusunun iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.
Mahkemece, iştirak halindeki mülkiyetin müşterek mülkiyete dönüştürülebilmesi için açılacak davanın mirasçılar tarafından sulh hukuk mahkemesinde açılabileceğinden, davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Elbirliği mülkiyetine (TMK m.701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez.
Somut olaya gelince; davadaki talep dava konusu taşınmazdaki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi ve satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Ancak davadaki esas uyuşmazlık satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve davacı adına tescilidir. Elbirliği şeklindeki mülkiyetin paylı mülkiyete dönüştürülmesi davasını TMK’nın 644. maddesi uyarınca mirasçılar isteyebilir. Yasada öngörülen ayrık hükümler dışında mirasçı olmayanların dava hakkı bulunmamaktadır.
Bu itibarla mahkemece, satış vaadi sözleşmesine dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasının taşınmazın elbirliği halinde mülkiyete konu olması nedeniyle ifa olanağı bulunmadığı gerekçesiyle reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 03.03.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.