Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2013/15409 E. 2014/1120 K. 23.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/15409
KARAR NO : 2014/1120
KARAR TARİHİ : 23.01.2014

MAHKEMESİ : Uşak 1. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/09/2013
NUMARASI : 2012/832-2013/986

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 10.10.2012 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26.09.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ve davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, taşınmazın satışı suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiştir.
Karar, davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Paydaşlığın giderilmesi davaları iki taraflı, taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalardır. Bu davalarda davalı da davacı gibi aynı haklara sahiptir. Bu nedenle davacının satış suretiyle paylaşma istemesi davalıların aynen paylaşma istemesine engel teşkil etmez.
Paydaşlığın giderilmesi davalarında mahkemece malın aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilebilmesi için taşınmazın yüzölçümü, niteliği, pay ve paydaş sayısı ile imar mevzuatına göre aynen bölüşmenin mümkün olup olmadığının araştırılması gerekir. Taşınmazın önemli ölçüde bir değer kaybına uğraması söz konusu ise aynen bölünerek paylaştırılmasına karar verilemez. Keza paydaşlar rıza göstermedikleri takdirde taşınmazın bir bölümü paylı bırakılamaz.
Aynen bölünerek paylaştırmanın (taksimin) mümkün olması durumunda bölünen parçaların değerlerinin birbirine denk düşmemesi halinde eksik değerdeki parçaya para (ivaz) eklenerek denkleştirme sağlanır. Davada paydaşlar arasında anlaşma olmadıkça hakim kendiliğinden bazı taşınmazların bir kısım paydaşlara, kalanın diğer paydaşlara verilmesi şeklinde aynen bölünerek paylaştırmaya karar veremez.
Aynen bölünerek paylaştırma (taksim) halinde teknik bilirkişiye ifraz (taksim) projesi düzenlettirilerek bu projeye göre taşınmaz Belediye veya mücavir alan hudutları içerisinde ise Belediye Encümeninden karar alınmak suretiyle belediyeden, Belediye dışında ise İl İdare Kurulundan İmar Yasası ve Yönetmeliğine göre bölüşmenin (taksimin) mümkün olup olmadığı sorulur. İfraz projesinde kimlere nerelerin verileceği konusunda paydaşlar anlaşamazlar ise hakim huzurunda kura çekilerek belirlenir.
Onay makamından olumsuz cevap gelmesi halinde paydaşlığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmesi gerekir.
Somut olayda, dava konusu Uşak ili, ….Köyü, 1061 parsel sayılı taşınmazın 1920,00 metrekare yüzölçümünde olduğu, davacının 704/768, davalının 64/768 payı bulunduğu, imar planında küçük sanayi alanı ve yola isabet ettiği, en fazla 16 parçaya bölünebileceği belirtilmiştir. Yargılama sırasında yapılan keşif sonucu alınan 23.11.2012 tarihli zirai bilirkişi raporunda, taşınmazın 2. sınıf kuru tarım arazisi olduğu, 27.11.2012 tarihli fen bilirkişi raporunda tarla niteliğinde kadastro parseli olduğu, 06.02.2013 tarihli inşaat ve emlakçı bilirkişi raporunda taşınmazın yüzölçümü, yola cephesi, imar durumu ve hisse oranlarına göre aynen taksim edilemeyeceği bildirilmiş ise de imar durumu tespit edildikten sonra fen bilirkişisi 27.02.2013 tarihli ek raporunda bir kısmı diğer parsellerle şuyulu olarak aynen taksim edilebileceğini belirterek 28 parsele ayırmış, 05.04.2013 tarihli ek bilirkişi raporunda da şuyulu parselleri belirterek parselasyon planı hazırlamıştır. Uşak İmar Müdürlüğü’nün 04.07.2013 tarihli yazısında ise en fazla 16 parçaya ayrılabileceği belirtilmiştir. Hazırlanan taksim projeleri Belediye Encümeni’ne gönderilmemiştir.
Bu durumda mahkemece, teknik bilirkişi taşınmazın aynen taksiminin mümkün olduğunu ancak bir kısım parsellerin şuyulu kalacağını bildirdiğinden teknik bilirkişiye yukarıda açıklanan ilkelere uygun imar müdürlüğü yazıları da gözetilerek şuyulu bırakılmaksızın 16 parçaya ayrılmasının mümkün olup olmadığı da belirlenmek suretiyle taksim krokisi hazırlatılarak Belediye Encümeninden görüş alınmalı ve hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir.
Belirtilen bu huslar gözetilmeden eksik inceleme ile bilirkişi raporları arasındaki çelişkiler giderilmeden yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz itirazlarının yukarıda açıklanan nedenlerle kabulü ile kararın BOZULMASINA, davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 23.01.2014 tarihinde oy birliği ile karar verildi.