Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2013/15271 E. 2014/1006 K. 21.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/15271
KARAR NO : 2014/1006
KARAR TARİHİ : 21.01.2014

MAHKEMESİ : Görele Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 02/11/2012
NUMARASI : 2011/51-2012/415

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 28.01.2011 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 02.11.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılardan Hazine vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, satış yolu ile ortaklığın giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı Hazine vekili temyiz etmiştir.
6100 sayılı HMK’nun “Hüküm, hükmün verilmesi ve tefhimi” başlıklı 294. maddesinde açıklandığı üzere;
“Mahkeme, usule veya esasa ilişkin bir nihai kararla davayı sona erdirir. Yargılama sonunda uyuşmazlığın esası hakkında yerilen nihai karar, hükümdür. Hüküm, yargılamanın sona erdiği duruşmada verilir ve tefhim olunur.”
Aynı yasanın “Hükmün kapsamı” başlıklı 297. maddesi gereğince; “Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.”
“Hükmün yazılması” başlıklı 298. maddesi gereğince de;
“Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.”
Temyiz edilen gerekçeli kararın tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olduğu görülmüştür.
10.04.1992 tarihli ve 1991/7-1992/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararında kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili bulunmasının bozma nedeni oluşturacağı, bozmadan sonra mahkemenin önceki kısa kararla bağlı olmaksızın çelişkiyi kaldırmak kaydı ile vicdani kanaatine göre karar verebileceği öngörülmüştür.
Somut olaya gelince; tefhim olunan kısa karar ile gerekçeli kararın farklı olduğu görülmüştür. 02.11.2012 günlü kısa kararda ”davanın kabulü ile, dava konusu 105 ada 4 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine, satışın umuma açık ve artırma sureti ile yapılmasına, satış sonucu elde edilecek gelirin tapu kaydındaki hisseleri oranında davacı ve davalılara ödenmesine” karar verildiği halde, gerekçeli kararda A.B. E.mirasçıları mirası reddettiklerinden kendilerine satış bedelinden pay verilmemesine karar verilmiştir.
Bu itibarla gerekçeli karar ile tefhim edilen hüküm sonucunun çelişkili olması nedeniyle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda yazılı nedenlerle; davalı Hazine vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 21.01.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi