Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2013/15234 E. 2014/2713 K. 03.03.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/15234
KARAR NO : 2014/2713
KARAR TARİHİ : 03.03.2014

MAHKEMESİ : Nazilli 1. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 30/05/2013
NUMARASI : 2011/690-2013/999

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 06.04.2011 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı tesisi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30.05.2013 günlü hükmün ve davalılardan S.. A.. vekilinin eski hale getirme talebinin reddine dair 26.08.2013 tarihli ek kararın Yargıtayca incelenmesi davalılardan S.. A.. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

_K A R A R_

Dava, TMK’nın 747. maddesine dayalı geçit irtifakı tesisi istemiyle açılmıştır.
Davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulü ile davacı .. parsel sayılı taşınmaz lehine davalı .. ve .. parsel sayılı taşınmazlar üzerinden geçit hakkı tesisine karar verilmiştir.
Hükmü davalı .. parsel sayılı taşınmaz mirasçılarından S.. A.. vekili temyiz etmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanununun 39. maddesi gereğince “Bu kanun hükümlerine göre kendilerine tebliğ yapılması caiz olan kimselerin o davada hasım olarak alakaları varsa muhatap namına kendilerine tebliğ yapılamaz.” Bu nedenle davalı S.. A.. yerine kardeşi ve diğer davalı A.. A..’ya yapılan tebligat usulsüz olup davalı S.. A.. vekilinin temyiz istemi süresinde kabul edilerek çekişmenin esasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine geçilmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Geçit hakkı verilmesine ilişkin davalarda, bu hak taşınmaz leh ve aleyhine kurulacağından leh ve aleyhine geçit istenen taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer alması zorunludur. Ancak, yararına geçit istenen taşınmaz paylı mülkiyete konu ise dava paydaşlardan biri veya birkaçı tarafından açılabilir.
Geçit tesisi davalarında başlangıçta davacı tarafından öngörülemediğinden dava dilekçesinde talep edilen yer dışındaki güzergahlardan da geçit kurulması gerekebilir. Bu güzergah üzerindeki taşınmazların maliklerine dava dilekçesi ile husumet yöneltilmemiş olması kabul edilebilir bir yanılgıya dayandığından 6100 sayılı HMK’nun 124. maddesi gereğince dürüstlük kuralına aykırı olmayan bu taraf değişikliği talebi kabul edilerek davacının bu kişilerin harçsız olarak davaya katılmalarını sağlamasına imkan verilmelidir.
TMK’nın 747/2 maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır. Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit gereksiniminin nedeni, taşınmazın niteliği ile bu gereksinimin nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakârlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun güzergâh saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazların kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi olanaklı değil ise bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Somut olayda, davalı S.. A..’nun murisi adına kayıtlı .. parsel sayılı taşınmaz ikiye bölünerek kullanım şekli ve ekonomik bütünlüğü bozulmuştur. Bu durumda mahkemece mahallinde yeniden keşif yapılarak başkaca altenatifler araştırılmalı, en uygun seçenekten geçit kurulmalıdır.
Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru gösterilmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı S.. A.. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 03.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.