YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14930
KARAR NO : 2014/2014
KARAR TARİHİ : 17.02.2014
MAHKEMESİ : Ankara 24. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/06/2013
NUMARASI : 2009/103-2013/418
Davacı tarafından, davalılar aleyhine 23.03.2009 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil ikinci kademede tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 12.06.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kâğıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil ikinci kademede ise tazminat istemiştir.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Kaynağını Borçlar Kanununun 22. maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Borçlar Kanununun 213. maddesi ile Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan sözleşme türüdür. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesi ile mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716. maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.
Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Elbirliği mülkiyetine (TMK m.701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez.
Dava konusu taşınmazlarda satış vaadi sözleşmesine konu olan pay müteveffa O. oğlu M. N. adına kayıtlıdır. Bir kısım davalıların murisi M.oğlu M. O. N., murisi O. oğlu M.N.’ndan kendisine intikal edecek miras hissesinin satışını vaat etmiştir. Satış vaadine konu olan taşınmaz hissesi elbirliği halinde mülkiyete tabidir. Elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemeyeceği için tapu iptali ve tescil talebinin reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığından, yapılan yargılamaya toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Ancak somut olayda davacı vekili, tescil isteklerinin kabul edilmemesi halinde ikinci kademede tazminat isteğinde bulunmuştur. Bu tür davalarda istek kalemlerinden birisi yerinde görülmezse ikinci kademedeki istemin incelenerek değerlendirilmesi gerekir. Mahkemece davacının tescil isteği reddedilmiş ise de ikinci kademedeki tazminat istemi hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilmemesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 17.02.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.