YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14648
KARAR NO : 2014/153
KARAR TARİHİ : 06.01.2014
MAHKEMESİ : Bakırköy 5. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 02/07/2013
NUMARASI : 2011/196-2013/357
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 14.04.2011 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı olarak tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 02.07.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ve davalı vekilleri tarafından istenmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Dava, önalım hakkına dayanarak bedelde muvazaa iddiasıyla payın iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davalı, davanın süresinde açılmadığını, yapılan satışta gösterilen değerin taşınmazın gerçek değeri olduğunu öne sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davacı ve davalı vekilleri temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, davacı ve davalı vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Önalım hakkının kullanılması ile bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım hakkını kullanan paydaşın bu payı satın almak isterken tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masraflar toplamından ibaret olan önalım bedeli depo etmesi gerekir. Ancak davacı tapuda yapılan satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasında bulunabilir ve iddiasını tanık dahil her türlü delille kanıtlayabilir.
Somut olayda; önalım hakkına konu edilen 297 ada 17 parsel sayılı taşınmazdaki 250/3573 payın M. A. tarafından 1.000.000,00 TL bedelle 28.05.2010 tarihinde davalı H.. T..’e satıldığı, davalının 18.01.2011 tarihinde noterden yaptığı bildirim üzerine davacının 14.04.2011 tarihinde süresinde dava açtığı anlaşılmıştır.
Tapudaki satış işleminin tarafı olmayan davacı bedelde muvazaa iddiasını her türlü delil ile ispat edebilir. Mahkemece yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporu tek başına bedelde muvazaa iddiasını ispata yeterli bir delil değildir. Ancak diğer delillerin tamamlayıcısı durumundadır. Bu nedenle bedelde muvazaa iddiasına ilişkin olarak davacının ve varsa davalının delilleri toplanmalı, tanıkları dinlenmeli, sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
Kabule göre de; önalım bedeli satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir. Mahkemece alım-satım akdi nedeniyle davalı tarafından ödenen harç ve giderlerin önalım bedeline dahil edilerek depo ettirilmesi gerekirken, satış işlemi sırasında tahsil edilen 33.000 TL tapu harcının yarısı yerine 33 TL’nin yarısının eklenmesi suretiyle önalım bedelinin eksik depo ettirilmesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı ve davalı vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine, 06.01.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.