YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14573
KARAR NO : 2014/1979
KARAR TARİHİ : 17.02.2014
MAHKEMESİ : Ceyhan 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/06/2013
NUMARASI : 2009/272-2013/536
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.07.2009 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi ve tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 28.06.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, .. parsel sayılı mera vasfındaki taşınmazı davalı şirketin maden aramak ve işletmek suretiyle işgal ettiğini, vermiş olduğu zarar nedeniyle meranın ıslahı için 121.011 TL ve ot bedeli 36.477 TL tazminatın yasal faiziyle tahsili ve meraya elatmasının önlenmesini istemiştir.
Davalı davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü davacı idare vekili temyiz etmiştir.
4342 sayılı Mera Kanununun 4. maddesinde mera, yaylak ve kışlakların hukuki durumu berilenmiş, 5. maddede mera, yaylak ve kışlak olarak tahsis edilecek yerler sayılmış, 6. maddede ise mera, yaylak ve kışlakların tespit, tahsis ve tahdit işlemlerin T.. B..nca yapılacağı belirtilerek komisyonun kurulma ve çalışma şekli hükme bağlanmıştır. Anılan yasanın 4/1 maddesinde meraların devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunduğu ve bunlardan yararlanma hakkının bir veya birden çok köy veya belediyeye ait olabileceği hüküm altına alındığından; devletin hüküm ve tasarrufundaki meralar hakkında Hazinenin mülkün sahibi olması sıfatıyla, Hazine dışında yararlanan köy ve belediyenin de kullanıcı sıfatıyla dava açma hakkı vardır.
Mera Kanununun 6. maddesinde, mera yaylak ve kışlakların tespit, tahsis ve tahdidinin T.. B..nca yapılacağı belirtilmiş olup, Tarım İl Müdürlüğünün yetkisi tespit, tahsis ve tahdidin değiştirilmesi ile sınırlıdır. Davacının genel mahkemelerde mera, yaylak ve kışlaklar hakkında onları koruma yada sahiplenmeye yönelik dava açma hakkı tanınmamıştır. Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı genel bütçeye dahil idarelerden olmakla birlikte yasa ile verilen görevleri dışında mülkün sahibi olan Hazineyi doğrudan doğruya temsil yetkisi de bulunmadığından aktif dava ehliyeti yoktur.
Davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığından davanın bu nedenle reddi gerekirken işin esası hakkında karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı idare vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 17.02.2014 tarihinde oybirliği ile karar verilmiştir.