YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14499
KARAR NO : 2014/198
KARAR TARİHİ : 07.01.2014
MAHKEMESİ : Hatay 1. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 14/02/2013
NUMARASI : 2012/486-2013/112
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 03.07.2012 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.02.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazlardaki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacı vekilinin dava konusu 37, 134, 135, 136, 137 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Dava konusu 30 ve 133 parsel sayılı taşınmaza ilişkin temyize gelince;
Paydaşlığın giderilmesi davasını paydaşlardan biri veya birkaçı diğer paydaşlara karşı açar. HMK’nın 27. maddesi uyarınca davada bütün paydaşların yer alması zorunludur. Paydaşlardan veya ortaklardan birinin ölümü halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılmaları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekir.
Somut olayda; dava konusu 133 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında ölü olduğu belirtilen M. oğlu A. Ğ. 2/6 payının bulunmasına rağmen mirasçılarının davaya dahil edilmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda adı geçen kişinin mirasçılarının davaya dahil edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Ayrıca, paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%…) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Hükme esas alınan 13.11.2012 tarihli bilirkişi raporunda 30 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan ve paydaşlardan N.. Ğ..’ye ait (3) numaralı depo olarak gösterilen muhdesat yönünden yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda araştırma inceleme yapılmamış, hüküm sonucu usulünce oluşturulmamıştır. N.. Ğ..’ye ait muhdesatın ve arzın değerlerinin dava tarihi itibari ile ayrı ayrı tespit edilmesi ve belirlenen değer üzerinden yüzdelik oranın hesaplanması gerekirken taşınmazın satışı aşamasında yaptırılacak bilirkişi incelemesi sırasında hesaplanacak yüzdelik orana atıf yapılmak suretiyle hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeplerle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile, dava konusu 37, 134, 135, 136, 137 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki hüküm kısmının ONANMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle 30 ve 133 parsel sayılı taşınmazlar yönünden temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, onanan kısım için taşınmaz malların satış bedelinden payına düşecek paranın binde 11,38 oranında hesaplanacak onama harcından peşin alınan 21,15 TL’nin mahsubu ile bakiyesinin temyiz edenden alınmasına, 07.01.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.