Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2013/14249 E. 2014/307 K. 08.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/14249
KARAR NO : 2014/307
KARAR TARİHİ : 08.01.2014

MAHKEMESİ : Bursa 3. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 09/05/2013
NUMARASI : 2012/923-2013/903

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 25.04.2012 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09.05.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar Enver ve Mustafa tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R

Dava ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir.
Bir kısım davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın kabulüyle dava konusu taşınmazda ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalılardan E.. D.. ve M.. A.. temyiz etmişlerdir.
Paydaşlığın (ortaklığın) satış yoluyla giderilmesi halinde dava konusu taşınmaz üzerinde bina, ağaç v.s. gibi bütünleyici parçalar (muhdesat) varsa bunların arzla birlikte satılması gerekir. Ancak muhdesatın bir kısım paydaşlara (ortaklara) ait olduğu konusunda tapuda şerh varsa veya bu hususta bütün paydaşlar ittifak ediyorlarsa ve muhdesat arzın değerinde bir artış meydana getiriyorsa bu artışın belirlenmesi için dava tarihi itibariyle arzın ve muhdesatın değerleri ayrı ayrı tespit edilir. Belirlenen bu değerler toplanarak taşınmazın tüm değeri bulunur. Bulunan bu değerin ne kadarının arza ne kadarının muhdesata isabet ettiği yüzdelik (%…..) oran kurulmak suretiyle belirlenir. Satış sonunda elde edilecek bedelin bölüştürülmesi de bu oranlar esas alınarak yapılır. Muhdesata isabet eden kısım muhdesat sahibi paydaşa, geri kalan bedel ise payları oranında paydaşlara (ortaklara) dağıtılır.
Bütünleyici parçanın (muhdesat) arzın paydaşlarına (ortaklarına) değil de üçüncü şahsa ait olduğunun anlaşılması halinde bu kimseyi muhdesat sahibi olarak davaya dahil etmek ve ona satış bedelinden pay vermek mümkün değildir.
Somut olaya gelince; davalılar vekili dava konusu taşınmaz üzerindeki muhdesatla ilgili aidiyet iddiasında bulunmuş dava açmak için 09.05.2013 günlü celsede süre talep etmiş, dava açılmadan aynı gün hüküm kurulmuştur. Davacı vekili ise aynı tarihli celsede muhdesatla ilgili her hangi bir talebi bulunmadığını imzalı beyanıyla teyit etmiştir.
Mahkemece 04.03.2013 havale tarihli bilirkişi raporunda belirtilen muhdesatın dava konusu taşınmazda meydana getirdiği değer artışı dikkate alınarak tapu kaydındaki en son paydaşlar ve pay durumu gözetilerek oran kurmak suretiyle satış bedelinin dağıtımına karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılardan E.. D.. ve M.. A..’nin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde yatırana iadesine, 08.01.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.