YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13962
KARAR NO : 2014/1078
KARAR TARİHİ : 22.01.2014
MAHKEMESİ : Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 10/07/2013
NUMARASI : 2013/731-2013/759
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 08.07.2013 gününde verilen dilekçe ile müdahalenin önlenmesi, zilyetliğin korunması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; mahkemenin görevsizliğine dair verilen 10.07.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, dava dışı M. U. kiraladığı taşınmazda oto lastik ve jant işi yaptığını, davalı belediye tarafından aynı binada üniversite öğrencileri eğitime başlayacağından öğrencilerin can güvenliği açısından sakıncalı olduğu gerekçesiyle oto lastik ve tamir atölyesinin yedi gün içinde tahliye edilmesi gerektiği aksi takdirde çalışma ruhsatının iptal edileceğinin bildirildiğini, kira sözleşmesinin 01.02.2017 tarihine kadar devam edeceğini belirterek muarazanın önlenmesini talep etmiştir.
Mahkemece, davanın zilyetliğin korunmasına yönelik olduğu belirtilerek 6100 sayılı HMK’nın 4. maddesi gereğince sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava konusu taşınmazın dava dışı M. U. tarafından davacıya 01.02.2012 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile 5 yıllığına kiralandığı anlaşılmaktadır. Gerek mülkiyet hakkı sahibi ve gerekse başka bir hakka dayanarak mülkiyet hakkı sahibinden taşınmazı belirli bir süre elinde tutma hakkı kazanmış kişiler, mülkiyet hakkının ve sözleşme ile edindiği hakkın kendisine sağladığı yararlanmalar için üçüncü kişilerin engellemeleri karşısında yargı yolu ile hakkın korunmasını isteyebilirler. Bu hak, mülkiyet ve sözleşmeye dayanan şahsi hakkın varlığı süresince mutecavizi fiilen defetme hakkı biçiminde olabileceği gibi, müdahalenin sürekliliği halinde yargı yolu ile de istenebilir. O nedenledir ki taşınmazların korunması sebebiyle açılacak davalar hak zilyetliğine dayalı davalardır.
Somut olayda; davacı, dava dışı kirayalan ile yaptığı kira sözleşmesi ile elinde tuttuğu taşınmaza davalı tarafça yapılan haksız müdahalenin önlenmesini istediğine göre hak zilyetliğine dayanmıştır. 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nın 2. maddesi gereğince, dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ve şahıs varlığına ilişkin davalarda aksine bir düzenleme bulunmadıkça asliye hukuk mahkemeleri görevli olduğundan mahkemece davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 22.01.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.