Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2013/13829 E. 2014/1087 K. 22.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13829
KARAR NO : 2014/1087
KARAR TARİHİ : 22.01.2014

MAHKEMESİ : Çekerek Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/07/2013
NUMARASI : 2011/395-2013/308
DAVACI : H.. T..

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 24.06.2011 gününde verilen dilekçe ile geçit hakkı istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 12.07.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, Türk Medeni Kanununun 747. maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.
Davalılar vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 4372 parsel sayılı taşınmaz lehine 4771 parsel sayılı taşınmaz üzerinden fen bilirkişinin 05.07.2013 tarihli krokisinde A ile gösterilen yerin yol olarak terkinine karar verilmiştir.
Hükmü, davalılar vekili temyiz etmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır. Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır. Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı” veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise, aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Dosya içerisindeki pafta sureti ile bilirkişi rapor ve krokilerine göre dava konusu 4372 parsel sayılı taşınmazın, güneyinde bulunan 4374 ve 4375 sayılı parseller arasındaki kadastrol yola cepheli bulunduğu açıkça görülmektedir. 10.05.2013 tarihli inşaat mühendisi bilirkişi raporu ve fotoğrafların incelenmesi sonucunda 4372 sayılı parselin cepheli olduğu kadastrol yolun en dar kesiminin 2.00 m. olduğu, davacının evine 1.20 m. genişliğindeki beton merdiven basamağı ile girilip çıkılabileceği anlaşılmaktadır.
Dairemizin yerleşik uygulamalarına göre ve komşuluk hukukundan kaynaklanan geçit davalarında uygulanan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereğince bu nitelikteki bir taşınmaz yararına, bir kısmı tapuda kayıtlı bulunmayan alan içinde kalan ve aleyhine hüküm kurulan taşınmazı bölerek yol olarak terkinine şeklinde geçit kurulmasına karar verilemez.
Mahkemece, davacının geçit ihtiyacının bulunmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle kabul hükmü kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 22.01.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.