Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2013/13545 E. 2014/1360 K. 04.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13545
KARAR NO : 2014/1360
KARAR TARİHİ : 04.02.2014

MAHKEMESİ : İzmir 10. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 21/02/2013
NUMARASI : 2005/249-2013/49

Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 06.07.2005 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, araç kaydının iptali ikinci kademede tazminat istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 21.02.2013 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davacı H.. Ç.. vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 04.02.2014 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. E.. Ş.. geldi. Karşı taraftan gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafın sözlü açıklaması dinlendi duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı, Konak ilçesi, 1.. ada .. parsel, 2. kat, 5 no’lu bağımsız bölümün davalı Necla adına, … plakalı aracın da davalı Mustafa adına davacıya ölünceye kadar bakma koşuluyla davacının birikimleri ile satın alındığını ancak davalıların edimlerini yerine getirmediklerini ileri sürerek davalı Necla adına olan tapu kaydının iptali ile davacı adına tescilini, mümkün olmaması halinde taşınmazın rayiç değerinden şimdilik 46.000 TL’nin faizi ile birlikte tahsilini; diğer davalı Mustafa adına kayıtlı aracın alımı sırasında verilen paradan dolayı da 24.800 TL’nin faizi ile birlikte tahsilini istemiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre; davacı vekilinin mülkiyet aktarımına ilişkin istemi ile aşağıdaki bendin dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Davacının tazminat istemine gelince;
Kaynağını Borçlar Kanununun 511. ve devamı maddelerinden alan ölünceye kadar bakım sözleşmeleri, anılan kanunun 512. ve Türk Medeni Kanununun 545. maddesi gereğince resmi şekilde düzenlenmelidir. Somut olayda ise davacı ile davalılar arasında düzenlenmiş herhangi bir ölünceye kadar bakım aktinin bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Ne var ki davalıların savunmalarında dava konusu taşınmazın alımı için 40.000 TL ve araç alımı için ise 5.000 TL’yi davacıdan aldıklarını kabul ettikleri halde alınan paraların elden bağışlama olduğunu savundukları görülmektedir. Davalıların bu savunmaları gerek dosya kapsamına, gerek hayatın olağan akışına gerekse de davalıların ifadelerinde belirttikleri davalılara hitaben davacının “…evi sizin adınıza alayım, zaten bana bakıyorsunuz…” ve “…siz beni gezdiriyorsunuz, kızıma ev aldım, oğluma da araba alayım…” şeklindeki beyanı ve iç iradesine göre davacı tarafından verilen paraların “karşılıksız olarak kazandırma” amacıyla verilmediğini göstermektedir.
Hal böyle olunca, davalılar tarafından kabul edilen toplam 45.000 TL yönünden davacının ikinci kademedeki isteminin kabulü gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 1.100 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 04.02.2014 gününde oybirliği ile karar verildi.