Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2013/13397 E. 2014/1359 K. 04.02.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13397
KARAR NO : 2014/1359
KARAR TARİHİ : 04.02.2014

MAHKEMESİ : Yalova 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 28/05/2013
NUMARASI : 2012/754-2013/371

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 27.12.2012 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil; 17.04.2013 tarihli asli müdahale dilekçesinde de asli müdahil M.. U.. tarafından önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; asıl davanın kabulüne, asli müdahilin talebinin reddine dair verilen 28.05.2013 günlü hükmün Yargıtayca, duruşmalı olarak incelenmesi davalı şirket vekili ile asli müdahil vekili tarafından istenilmekle, tayin olunan 04.02.2014 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı şirket vekili Av. A.. Ç.. ve asli müdahil vekili Av. D. I. ile karşı taraf davacı vekili Av. Y. E. geldi. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen tarafların sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KA R A R

Dava, önalım hakkına dayalı olarak tapu iptali ve tescili istemine ilişkindir.
17.04.2013 tarihli asli müdahale dilekçesi ile asli müdahil M.. U.. da önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur.
Davalı şirket vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece asıl davanın kabulüne, asli müdahilin talebinin reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı şirket vekili ile asli müdahil vekili temyiz etmiştir.
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını kısmen veya tamamen üçüncü bir kişiye satması halinde diğer paydaşlara bu satılan payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve satışın yapılmasıyla kullanılabilir hale gelir.
Önalım hakkı alıcıya karşı ancak dava açmak suretiyle kullanılır.
Yapılan satışın alıcı veya satıcı tarafından diğer paydaşlara noter aracılığıyla bildirilmesi zorunludur (TMK m. 733/3).
Önalım hakkı satışın hak sahibine bildirildiği tarihin üzerinden üç ay ve her halde satışın üzerinden iki yıl geçmekle düşer (TMK m. 733/4).
Bu süre hak düşürücü süre olup mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir.
Bu genel bilgiler ışığında somut olaya gelince;
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre davalı şirket vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2-Asli müdahil vekilinin temyiz itirazına gelince;
Davacı vekili dava dilekçesinde müvekkilinin paydaşı olduğu .. parselde, paydaşlardan M. U.’ın 4/43 payını 08.08.2011 tarihinde satış bedeli 20.000 TL gösterilerek davalı şirkete sattığını belirterek önalım hakkının tanınmasını istemiştir.
Asli müdahil vekili ise, 17.04.2013 tarihli ve harçlı asli müdahale dilekçesi ile paydaşı olduğu dava konusu taşınmazda 4/43 payın 1/2’si yönünden önalım hakkının tanınmasını istemiştir.
Asli müdahil talebi mahkemece, davalı şirkete pay satan önceki paydaş M. U.’ın asli müdahil M.. U..’ın babası olduğu ayrıca asli müdahilin 21.01.2013 tarihinde tapuda işlem yaparak bu işlem sırasında babası tarafından yapılan satışı öğrendiği, bu tarihe göre 3 aylık sürenin geçtiği ve önalım hakkının kullanılmasının da TMK’nın 2. maddesince hakkın kötüye kullanılması olduğu gerekçeleri ile reddedilmiştir.
Asli müdahale talebinde bulunan M.. U..’ın dava konusu taşınmazda paydaş olması nedeniyle yasal önalım hakkı bulunmaktadır. Asli müdahilin satıcı paydaşın oğlu olması önalım hakkını kullanmasında kötüniyetli olduğunu göstermez. Ayrıca, TMK’nın 733/3 maddesi uyarınca 08.08.2011 tarihinde yapılan pay satışı ile ilgili asli müdahile yapılmış bir noter bildirimi bulunmamaktadır. Bu durumda dava 2 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmıştır.
Mahkemece, asli müdahil M.. U..’ın müdahale isteminin kabulü ile işin esasının incelenerek sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken, asli müdahile isteminin yazılı gerekçe ile reddi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte yazılı nedenlerle davalı şirket vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte yazılı nedenlerle asli müdahil M.. U.. vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde Asli Müdahil’e iadesine, 1.100 TL Yargıtay duruşma vekalet ücretinin davalı şirketten alınarak asli müdahil M.. U..’a verilmesine, 04.02.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.