Yargıtay Kararı 14. Hukuk Dairesi 2013/13264 E. 2014/183 K. 06.01.2014 T.

YARGITAY KARARI
DAİRE : 14. Hukuk Dairesi
ESAS NO : 2013/13264
KARAR NO : 2014/183
KARAR TARİHİ : 06.01.2014

MAHKEMESİ : Antalya 6. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 01/03/2013
NUMARASI : 2010/191-2013/116

Davacı tarafından, davalı aleyhine 14.04.2010 gününde verilen dilekçe ile elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil; karşı davada 07.05.2010 gününde verilen dilekçe ile temliken tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kısmen kabulüne, karşı davanın reddine dair verilen 01.03.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_K A R A R_
Asıl dava elatmanın önlenmesi, kal ve ecrimisil, karşı dava Türk Medeni Kanununun 725. maddesine dayalı tapu iptali tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, maliki olduğu 6832 ada 16 parsel sayılı taşınmazına komşu 6832 ada 3 parselde davalının yaptığı yapının tecavüz ettiğini, bu nedenlerle davalının müdahalesinin önlenmesini, yapıların kaldırılmasını ve ecrimisil tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı, cevap ve karşı dava dilekçesinde yapının kendisine ait olan parsel sınırları içerisine yapıldığını, ancak inşaatın yapımı sırasında parsel ölçülerinin belli olmaması sebebiyle kusuru olmaksızın taşkın inşaatın gerçekleşmiş olabileceğini, yapının taşan kısmının değerinin zemin değerinden çok daha değerli olduğunu, yapının taşan kısmının kal’inin yapının tamamına büyük zarar vereceğini, iyiniyetli olduğunu bu sebeple asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile taşan kısmın temliken tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın imar planı sonucu oluşmuş bir taşınmaz olması sebebi ile taşılan kısmın ifrazının mümkün olamayacağı gerekçesi ile karşı davanın reddine; asıl davada davalının yapısının imar planı sonucu taşkın hale gelmiş olması dolayısıyla davacının ancak muhdesatın bedelini ödeyerek elatmanın önlenmesi ve kal isteyebileceğini, ecrimisil tazminatının ise istenemeyeceği gerekçesi ile davacıya ait taşınmazın taşılan 33,19 m2 kısmı üzerinde davalıya ait yapının taşan kısmının levazım değeri ile ağaç bedeli toplamı olan 13.565,00 TL depo ettirilmek suretiyle asıl davanın kısmen kabulüyle elatmanın önlenmesine ve yapının taşan kısmının kaldırılmasına, ecrimisil tazminatına yönelik talebin reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı ve karşı davalı vekili ile davalı ve karşı davacı vekili temyiz etmiştir.
1) Yapılan yargılamaya, toplanan deliller ve dosya içeriğine göre davacı ve karşı davalı vekilinin tüm temyiz itirazları ile davalı ve karşı davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2) Dosyada bulunan 27.05.2011 tarihli harita ve kadastro bilirkişi raporu ve eki krokisinde (C) ve (D) ile gösterilen kısımların davacıya ait taşınmaza tecavüzlü olduğu ancak bu tecavüzlü durumun imar uygulaması sonucu oluştuğu, imardan önce oluşturulan kadastro paftasında da davalıya ait yapının göründüğü tespit edilmiştir. 22.06.2011 tarihli bilirkişi heyeti tarafından hazırlanmış olan raporda ise davalıya ait taşkın yapının taşan kısmının kal’i halinde statiğinin bozulacağı ve kalan kısmının kullanımının mümkün olmadığının tespit edildiği görülmüştür. Davalıya ait yapının taşkın kısmının yıkılması halinde yapının geri kalan bölümlerinin kullanılamayacağı belirlendiğine göre, yapının tamamının bedelinin saptanması, hükümden önce depo edilen miktar gözetilerek eksik kalan kısmın davalı yararına depo ettirilmesi için davacıya süre verilmesi, bedelin depo edilmesi halinde elatmanın önlenmesi ve yıkıma karar verilmesi gerekirken eksik inceleme yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı ve karşı davalı vekilinin tüm, davalı ve karşı davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent uyarınca hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde davalı ve karşı davacıya iadesine, 06.01.2014 tarihinde oybirliği ile karar verildi.